9.BÖLÜM: "BEKLENMEYEN"

9.9K 657 9
                                    

Peçeteyle göz altlarımda ki rengin biraz olsun geçmesi umuduyla silmeye çalıştım. Hala aynıydı. Ellerimi belime koyarak aynaya baktım.

''Umutsuz vaka.''

''Gerçekten öyle.''

Yabancı birinin sesi kulaklarıma dolduğu an, lavaboya yaslı olan ellerimin temasını kesmeden, gözlerimi aynaya diktim. Arkamdaki kişinin yüzüne baktığımda, omzunu duvara yaslamış beni izlediğini gördüm. Ağır bir hareketle arkama dönüp, kollarımı birbirine bağladım. Bu sırada onu tanıyor olma ihtimaline karşı, zihnimin odalarını yokladım ama hayır, hiçbir şey yoktu.

''Ne yapıyorsun sen?"

Cevap vermedi.

Beni duymuyor gibiydi. Gözleri, gözlerimden ayrılmıyordu. Bakışları bir ayrıntıyı yakalamak ister gibiydi.

Rahatsızlık hissi tenimi karıncalandırmaya başladığında, başka bir soru yönelttim. ''Az önce ne dedin?''

Uzaktan koyu gözüken ama biraz daha yaklaştığında, koyu kahvelerinin kehribara dönmesini izledim. Bir adım yaklaşmasıyla gerilsem de, geriye kaçmadım.

''Gerçekten umutsuz bir vaka olduğunu söyledim.'' dedi. Alayla karışık yalandan bir kahkaha atarak saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

''Bu seni ne kadar ilgilendiriyor?''

Yüzündeki ciddiyet azalmazken, kısık sesle ''Oldukça.'' demiş, ardından bir sessizlik oluşmuştu.

Bu durumda, konuyu uzatıp konuşmayı devam ettirmeyecektim. Şu an bu tuvaletten çıkıp gitmem gerekirken, öylece yüzüne bakıyordum. Onun da bakışları bir saniye bile üzerimden ayrılmıyordu.

''Burası kızlar tuvaleti.'' Dedim. Niye birden bunu söylemiştim?

''Farkındayım.''

Gözlerimi devirdim. ''Neden buradasın o zaman?''

''Bir arkadaşımı bekliyorum.''

Kaşlarımı kaldırarak yüzüne boş boş baktım.

''Kızlar tuvaletinde mi bekliyorsun? Gitsene erkekler tuvaletine. Gerçekten garipsin.''

Dudaklarında belli belirsiz bir gülümseme belirdi.

''Aslında o arkadaşımı erkekler tuvaletin de bekleseydim, o zaman iş garipleşirdi.''

İlk başta ne demek istediğini anlamasam da sonradan olayı çözmüştüm.

''Seninle başından beri neden konuşuyorum ki?" Dedikten sonra tuvaletten hızla çıkarak sınıfa yöneldim. Koridorda ilerlerken merdivenin başında durup bir süre bekledim. Yine aynı şeyi yapmıştım.

İnsanlara soğuk ve kaba davranmak.

İç çekerek tuvalete tekrar yöneldim. Bu sıra da o da tuvaletten çıkıyordu.

''Kusura bakma.'' dedim soğuk ifademle. Bir şey demesine izin vermeden tekrar sınıfa yöneldim.

Sınıfa girdiğim de tanımadığım bir öğretmen, tahtanın önünde duran kıza sorular soruyordu. Biraz yaşlı bir kadındı. Dönüp özür diledikten sonra Eylül'ün yanına oturdum.

''İyi misin?''

''Evet. Ağrı kesici iyi geldi.'' dedim. Kafasını salladıktan sonra başını kollarının üzerine koyup, uyumaya devam etti. Bende bu sırada arkama yaslanıp, tuvalette olanları düşünüyordum. Bakışlarında ki keskinliğin, tenimde bıraktığı soyut izleri, somut olarak hissedebiliyordum.Bu gerçekten garipti.

Bir süre sonra zil çalmıştı. Emir yine bizim sıramıza gelmişti ve yine kantine iniyorduk. Sanırım günlük rutinleriydi bunlar. Kantine inip yine aynı masaya oturduk. Kantinden tost kokusu gelince acıktığımı hissettim. Kantine doğru nasıl baktım bilmiyorum ama, Emir anlamış olacak ki, ''Acıktın mı?'' dedi gülerek.

''Sanırım.''

''İstediğin bir şey var mı?''

''Kendim alırım.'' desem de benden önce davranıp ayağa kalkmıştı.

''Başka bir şey isteyen?'' dedikten sonra, ne istediğimizi sorup, kantine gitti. Geri geldiğinde tost ve meyve suyunu elime uzattı. Meyve suyunu açtıktan sonra tosttan bir ısırık aldım. Bu sırada, tuvaletteki çocuğun en köşedeki masaya, kalabalık bir grubun yanına oturduğunu gördüm.

Bakışlarımız buluştuğunda, anında geri çekip meyve suyumu içmeye devam ettim.

Emir kaçırdığım bakışlarımı yakalamış olsa gerek, ''Bir sorun mu var?'' diye sormuştu.

Kafamı iki yana salladım fakat Emir ısrarla üstüne gidiyordu. ''Seni rahatsız mı etti?'' dediğinde, bakışları tuvalette konuştuğum çocuğu buldu. Masadakilerin de dikkatini çekmiş olsa gerek, herkes onun olduğu tarafa kaçamak bakışlar atmaya başlamıştı.

Sıkıntıyla iç geçirdim. ''Bir sorun olmadığını söyledim.''

Masadaki adını dahi bilmediğim kız konuşmaya başladığında, arkama yaslanıp tostumu yemeye devam ettim.

''Herkes okulu bırakacağını düşünüyordu. Üstelik uzun bir süredir okula gelmiyor. Baban Arel'e ayrıcalık tanıyor gibi, Emir.''

İsmi Arel. Daha önce hiç karşılaşmamıştım.

Emir'in sert bakışları kızı bulduğunda, ''Vardır bir sebebi. Ayrıcalık falan yok.''

Kız gülümseyerek arkasına yaslandı. ''Bağlantıları sağlam tabii, baban da haklı.''

Emir, ''Selda.'' dediğinde, kız susması gerektiğini anlamış olsa gerek yerine sindi.

Eylül ortamı yumuşatmak ister gibi, ''Neden bir anda geri döndü ki?'' diye sorduğunda, Emir çenesiyle arka tarafı işaret etti. ''Sor bakalım, neden dönmüş?''

Arkama döndüğümde, Arel'in bizim olduğumuz masaya doğru geldiğini görmemle, kaşlarım istemsizce çatılmıştı.

Selda saçlarını düzelterek yerinde dikleşti. ''Neden buraya geliyor?''

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin