3.BÖLÜM: "ZİYARET"

15.1K 813 20
                                    

Aynalara öfkeliydim. Camda gördüğüm yansımama öfkeliydim. Kendime öfkeliydim.

Avuçlarıma tutunacak gücü bulamıyordum. Ruhum zifiri karanlık, zihnim koyu bir mürekkep damlasına bulanmış, bedenim çürümek üzere. Yavaş yavaş ölüme adımlarken, vücudumdaki her şeyi hissedebiliyordum.

Kendi zihnimin kurbanıydım belki de, bilemiyorum. Kendi nefesim kulaklarımı tırmalar hale gelmişti. Dudaklarımdan kaçan hıçkırıklar bir silahtan çıkan merminin sesi kadar keskin, bir canlının ölmeden önceki son saniyelerinde, bakışlarında barındırdığı korku ve acı kadar gerçekti.

Ben kendime ne yapıyordum sahi? Ne yapıyordum da böylesine öfke doluydu benliğim, zihnim? Bu bir hata olamazdı.

Parmaklarım kan içinde. Tırnaklarım kurtulmaya çalıştığım kuyunun duvarlarını kazımaktan perişan haldeler. Gözlerim, gözyaşlarımı konuk etmekten oldukça yorulmuş ve ruhum... Ruhum bedenimden bir haber, yok olmanın kıyısında, yaralarla dolu. Kırgın ve bir o kadar yorgun.

''Eftelya?''

Bitecek miydi tüm bunlar?

''Eftelya?''

Düşüncelerimin labutlarını deviren, sarışın bir kadın görevliydi.

"Uyan bakalım, ziyaretçin var." dedi, gülerek.

Uyumuyordum, demek istesem de sonradan gerek olmadığını düşünerek vazgeçtim.

''Kim gelmiş?" dedim, kısık çıkan sesimle.

"Annen ve ablan."

Babamın olmayışına şaşırmamıştım.

"Tamam, geliyorum."

Koltuğun yanında duran terliklerimi ayağıma geçirerek ziyaret odasına gittim. Odaya girmeden önce kapının yanında ki küçük pencereden içeri baktım. Annem ve Büşra içerideydi. Bir süre onların beni göremeyişinden faydalanıp, onları inceledim. İkisi de kaşlarını çatmış, bir şeyler konuşuyorlardı. Kapıyı hafifçe aralayıp içeri girdiğimde Büşra gülümseyerek ayağa kalktı ve kollarını boynuma doladı.

''Seni özledim.''

Bende onu özlemiştim. Okulu için Ankara'ya gidiyordu ve küçük bir tatil yapmak için gelebildiği zamanlarda da beni ziyaret etmeyi ihmal etmiyordu. Büşra da çoğu zaman babamla konuşmayı denemişti. En azından bir haftalığına buradan çıkmam ve beraber vakit geçirmek için. Babam kabul etmemişti tabii. İyi olduğuma bir türlü inanmıyordu.

''Bende seni özledim.'' dedim,kollarımı ona sararak.

Anneme baktığımda zayıflamış olduğunu gördüm. Gülümseyerek ona da sarıldım ve kokusunu içime çektim. Annemi özlemiştim. Zaten onlarla bir sorunum yoktu. Öfkem daha çok kendimeydi.

Ailemle aramda normal bir ilişki yoktu, bunu kabul ediyordum ama bu hastaneye yatırılmamda sadece onları suçlayamazdım.

Annem özel bir şirkette çalışıyordu, iş saatleri normaldi ve genelde bizimle evde olurdu. Babam başarılı bir avukattı. Kendini işine adayan hırslı biriydi. Nedendir bilmem ama bu zamana kadar kendini hep bizden uzak tutmuştu. Yinede, buna alışmıştım. Bu zamana kadar birbirimize olan yakınlığımız hep somut kavramlardan ibaretti. Beraber yemek yer, televizyon seyredebilirdik. Bizim aramızda soyut olan hiçbir şey yoktu. Samimiyet ve belki de sevgi.

Büşra'nın karşısında ki tekli deri koltuğa geçip oturdum ve dizlerimi karnıma çekip, çenemi dizime yasladım.

''Neler yapıyorsun?'' dedi annem, gülümseyerek.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin