29.BÖLÜM: ''ANLAŞILMAYAN''

7.6K 457 36
                                    

Diğer tüm geceler bir şeylere şikayet edip, huzursuz olmuş olabilirdim ama bu gece huzurlu hissediyordum.

Sessizliğin hakim olduğu on dakikadan sonra, yine Arel konuştu.

''Eve bırakıyorum?''

''Bilmiyorum.'' dedim, sızlanarak. Eve gitmek içimden gelmiyordu. Aklıma gelen fikirle heyecanla Arel'e döndüm.

''Bir şey isteyeceğim.'' dedim, gülerek.

Arel kaşlarını çatıp, dikkatle yüzümü inceledi. Sadece bir şey isteyeceğimi söylemiştim. Neden bu kadar dikkatli bakıyordu?

''Neden bakıyorsun?''

Arel yola odakladığı gözlerini gülerek kısa süreliğine bana çevirdi.

''Gülüyorsun.'' dedi, kaşlarını muzipçe çatarak.

Yüzümde ki yeni fark ettiğim gülümsemeye karşın tekrar tebessüm ettim.

''Sana benim de gülümseyebileceğimi söylemiştim.''

''Bana göstermemiştin.''

Bir cevap vermek istemiştim ama uzun zamandan sonra bu gülümsemeyi gören ilk kişinin kendisi olduğunu nasıl söyleyebileceğimi bilmiyordum.

''Pekala, ne isteyecektin?''

''Sarhoş olmak istiyorum.''

''Hayır.'' dedi, net bir sesle.

''Pekala, bende tek başıma bir bara gidip, tek başıma sarhoş olurum ama biliyorsun ki, düzgün düşünemiyor olacağım. Kim bilir neler olur artık.''

Kaşlarımı yukarı doğru kaldırıp, Arel'in tepkisini bekledim.

''Beni mi tehdit ediyorsun?''

''Sadece söyledim.''

Arel boşta olan eliyle yüzünü sıvalayıp, gözlerini yüzüme dikti.

''Bu tekrar olmayacak ama?''

''Tamam! Bu son olsun.'' dedim ama yalan söylediğim kesinlikle açıktı.

Arel gülerek kafasını sallayıp, arabayı ters yöne sürmeye devam etti.

Yerimde dikleşip, telefonu elimde çevirmeye başladım. Annemi aramalı mıydım? Yokluğumu fark etmezler gibime geliyordu. Aramadan telefonu cebime attım.

Araba çokta büyük olmayan bir barın önünde durduğun da kemerimi çıkarıp, aşağıya indim.

Arel'in kapıda duran adamlara başıyla selam vermesini izledim. Bir şey demeden içeriye girdiğimiz de müzik sesi, biraz da ter kokusu yüzüme çarpmıştı. Yüzümü buruşturmamak için zorlayıp, Arel'i takip ettim.

Bar taburelerinden birine oturduğumda, Arel'e baktım. Bakışlarını etrafta gezdiriyordu. Barın ışıkları yüzüne vururken, istemsizce ne kadar güzel olduğunu düşünüyordum. Yüzü annesine benziyordu. Etrafıma baktığımda, birçok kızın gözlerinin Arel'in üstünde olduğunu fark etmiştim.

Arel tezgahın arkasında duran adama eliyle işaret verdiğinde adam yanımıza gelmiş ve ardından önümüze cam bir şişe ve iki bardak koymuştu.

İkimizin bardağını da doldurduğunda, tanıdık gelen içki kokusu burnuma dolmuştu. Bu koku, geçmişten birkaç anıyı da beraberinde getirse de umursamamıştım. Ben eskisi gibi değildim. Üstelik artık yanımda Arel vardı. Güvendeydim.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin