38.BÖLÜM: ''SAKLI''

5.6K 235 16
                                    

Ben, ruhuma köklerini salan bir çiçek düşlemiştim. Fakat zihnim, o çiçeğin çürümüş cesedini serdi gözlerimin önüne. Zihnim bir katil, ruhum mezarlıktı artık.

Çürümüş çiçekler...

Her birinin boynunun eğildiği zamanları hatırlıyordum.

Sokaklar, evlerine sığamayıp taşan çocuklarla dolu.

Her birinin yüzündeki gülümsemeyi seyrediyorum.

Her şeyin, sadece hayal gücümün ürünü olduğunu bilmek isterdim.

Fakat, değildi.

Yüzümde o gülümsemelerden hiç olmamıştı. Dudaklarıma asılı ipler vardı ve her bir ipin ucunda çürüyen çiçeklerimin cesetleri.

Bakışlarımı daldığı yerden çekip, Arel'i izledim bir süre. Onu izlediğimin farkında değildi çünkü Ali'yle derin bir konuşmanın içindeydi.

Kaşlarını çatışını, düşündüğü zamanlar gözlerinin ellerine odaklanmasını, bir şeylere karar verdiğinde kafasını hafifçe sallamasını izledim. Onun çözülemeyecek biri olduğunu düşünürdüm fakat, böyle düşündüğüm her bir günde, onu biraz daha keşfettiğimin farkında değildim.

Bir süre sonra ikisinin de sohbeti normalde dönmüştü. Gözlerim Arel'in üzerindeyken, o da bana çevirdi bakışlarını.

Gülümsedi, gülümsedim.

Yorgun olduğunu haykıran birer gülümsemeydi bunlar.

O sırada sandalyemin yanına bir çocuk yaklaştığında, küçük ellerini ellerime uzatmış, bana beklentiyle bakıyordu. Onu kucağıma almadan öylece bakarken, Ali kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

''Onu kucağına almanı bekliyor.'' dediğinde, omuz silktim.

''Çok bekler o zaman.''

Ali kaşları havada bana bakarken, eğilip çocuğu kucağına aldı. Çocuk bir süre Ali'nin kucağında kaldığında, gayet huzurlu gözüküyordu. Ali onunla oynayıp, eğlenmesini sağlamıştı ve bu bana oldukça garip geliyordu. Bir çocukla iletişim kurmak zor olmalıydı. Yani, çocukluğumun ailemden uzak geçmesinin bir sebebi olmalıydı. Zordu, değil mi? Sadece, çocuklarla iletişim kurmak zordu.

''Çocukları pek sevmiyorsun anlaşılan?'' dediğinde, Arel'in de gözleri üzerimdeydi.

''Pek sayılmaz.''

''Neden?''

Yerimde dikleştim. ''Saflar, iyi niyetliler, bir şeyden asla vazgeçmiyorlar, kırılıyorlar fakat kırılmanın ne demek olduğunu bile bilmiyorlar. Bunlar tamamen aptallık.''

Kaşlarım çatılmıştı. Avucumun içine batırdığım tırnaklarımı fark ettirmeden eski haline getirdim. Ali arkasına yaslanmış bana bakıyordu. Bu sırada çocuk annesinin yanına geri dönmüştü.

''Onlar sadece çocuk.''

Sessiz kaldım. Bu sırada Arel yüzünde, neler döndüğünü bildiği hakkında bir ifade taşıyordu.

Ali ayağa kalktığında, Arel'in gözleri ona çevrilmişti.

''Ben kaçıyorum şimdi. Hazırlıkları yapayım, gece yarısı çıkarız. Ondan önce de Eftelya'yı bırakırız.'' dediğinde Arel kafasını sallamıştı.

Ali ikimize de el sallayıp terastan çıkarken, Arel bana bakıyordu.

''Ne?''

''Geçmişine olan öfkeni çocuklardan çıkartamazsın.'' dediğinde, gülümsüyordu.

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin