31. Bölüm: En Uzun Gece

1.8K 63 15
                                    

      Herkese merhaba!! Biliyorum cok uzun bir ara verdim ancak mecbur kalmasaydim bunu yapmazdim, normalde sizi bekletmedigimi ve ne kadar sik bölüm yayinladigimi bilirsiniz. Nihayet Laptopumu tamirden geri alabildim ve iste yeni bölüm karsinizda. Cok fazla kontrol etme sansim olmadi, sizleri daha fazla bekletmek istemedigimden hemen yayinlamak istedim. Daha fazla uzatmadan kenara cekiliyorum ve sizlere kefiyli okumalar diliyorum... :)))

*

 

    Yilin hangi günüydü hatirlamiyorum, hangi aydaydik, mevsim neydi hic bilmiyordum. O karanlik gecede cikmisti karsima; karanlik ve en yalniz oldugum gecede. Paris'in siradan gece kulüplerinden birinde bulmustum kendimi. Yüksek sesli müzik ve sinirsiz alkol kafamdaki sesleri bastirmami ve kendimi daha iyi hissetmemi sagliyordu ama yeterli degildi. Sonra onu gördüm. Sahip oldugum tüm benligi degistiren adam, Marco. Tanrim, hayatimda gördügüm en sahane bedene sahipti. Siyah saclarina tezat olusturan gözleri, okyanusun en derininden almisti maviligini. Bakislari tahrik ediciydi, ayni zamanda tehlikeli... Yolundan cekilmek icin bir kac adim geriye kaydigimda; bildigim tüm dogrulari degistiren baska bir kisiyle tanismistim... Camille Devereaux. Seytanin beden bulmus hali, yalanin ve aldatmanin kitabini yazan kadin.

    Hic bir zaman yasitlarim gibi olagan bir hayat yasamadim. Ne karsima cikan insanlar ne de basima gelenler siradanliga uyuyordu. Tuhaf bir sekilde hep uclarda yasayan insanlari cekiyordum kendime. Azra'yla yaptigimiz seanslar sonrasinda bunun, benim karakterimin bir yansimasini oldugunu söylemisti. Ruhum defoluydu, bu yüzden de defolu ruhlari cagiriyordum yanima.

    Ayaz'in ölümünden sonra artik kayip bir ruhtum. Ne yedigimin, ne yaptigimin ya da nerede oldugumun bir önemi yoktu. Sadece nefes alan bir bitkiden farksizdim bir süredir. Taa ki o güne kadar.

    Camille, Marco'dan kacmaya calisiyordu ve her yanda adamlari oldugu icin oldugumuz yerde kisili kalmistik. Aslinda teknik olarak Camille kisili kalmisti. Onun bu durumu Ayaz öldükten sonra gözlerimin önüne inen perdeyi kaldirmami saglamisti. Benim aksime insanlar yasiyordu. Camille yasamak icin Marco'dan kaciyordu ve icimde tarifi imkansiz bir yardim etme istegi uyanmisti. Ve istedigimi yaptim da.

    Camille'in kacmasina firsat yaratmak icin Marco'nun masasina gidip elinde tuttugu kadehi aldim ve bir masa gerisinde oturan adamin yüzüne firlattim. Bu fikir Camille'den cikmisti. Her yanda Marco'nun adamlari vardi ve ona en yakin oturan siradan müsteri sadece o adamdi. "Seni pis sapik. Bir bakireye nasil ahlaksiz teklifte bulunursun?" diye üzerine bagirdim.

    "Sen ne hakla üzerime icki dökersin? Seni simdi burada bagirta bagirta sikicem." dedi adam ve kollarimdan tuttugu gibi cekti. Ben korkuyla gözlerimi kocaman acmis adama bakarken, birden vücudum boslukta savruldu. Kollarimi sikan ellerden kurtulmustum.

    Kendimi toparlamis ve basimi yukari kaldirip önüme baktigimda üzerine icki döktügüm adamin yüzü kanlar icinde yerde yattigini görmüstüm. Ellerimle agzimi kapattim. Adamin haline üzülmüstüm. Cünkü adamin hicbir sucu yoktu. Bana bakmamisti bile. Farkimda bile degildi. Sadece o an orada bulunacak kadar sanssizdi.

    Saskinlik ve üzüntüyle adamin yüzünden akan kanlara bakiyordum ki iki el kollarimdan tutup beni kendine cekti. "Iyi misin?" diye soran sesin sahibine baktigimda o mavi gözlerle burun buruna gelmistim. Keskin kokusu hemen burnuma dolmustu. Gözlerimi yumup basimi yukari asagi sallayarak iyi oldugumu belli etmeye calistim. Artik numara yapmiyordum, gercekten de kendimi kötü hissediyordum.

    "Hic iyi gözükmüyorsun. Bu it sana ne yapti?" diye sordu.

    "Hic hicbir sey. Sadece taciz etmeye calisti." diye fisildadim.

Tesadüf Serisi 2: GÜNAHKAR SEYLERWhere stories live. Discover now