16. Bölüm: Sobe

2.2K 79 21
                                    

      Kalp midir insana sev diyen,

      Yoksa yalnizlik midir körükleyen?

      Sahi nedir sevmek; bir muma ates olmak mi,

      Yoksa yanan atese dokunmak mi?

         Sems-i Tebriz

    Git buradan, Arya! Git hemen. Sadece git...

    Derin'in odasindan cikmadan hemen önce duraksadim. Omzumun üzerinden arkama baktim, o karanlik banyoya, Beren'e arkami dönüp gittigim yere.

    Sana diyorum! Cik hemen su odadan. Bir ses beynimde basbas bagiriyordu. Bu bilinc altimin sesiydi.

    Eger gidersem, bu gidisin bir daha dönüsü olmayacakti. Beynim mantikli olani haykiriyordu. Icten ice bunun en dogrusu oldugunu biliyordum, öyleyse kalbim neden agriyordu? Bu yaslar nereden geliyordu?

    Anlamiyor musun seni aptal? O seninle olamaz! Onu baglayan zincirleri var, o özgür degil.

    Neler oldugu hakkinda hicbir fikrim yoktu ama biliyordum, onu engelleyen birseyler vardi ve ben onun askini dibine kadar yasamak istiyordum. Ya sonuna kadar benim olacakti ya da hayatimdan sonsuza dek cikip gidecekti. Benim olmayacagini biliyordum; onu asla bana birakmazlardi. Benim askim onu zincirlerinden koparacak kadar büyük müydü, buna gücü yeter miydi? Biliyorum. Bu yüzden onu ardimda birakmaliyim.

    Son kez karanliga baktim. Benimle gölgelerde bulusmak istemedigini söylemisti, ama benim ona verebilecegim tek sey karanlik olacakti. Babasina göre O, okul bittikten sonra Naz ile nisanlanacakti sonra da evleneceklerdi. Naz ona üstü basi hic kirlenmeyen, uslu mu uslu cocuklar doguracakti. Peki ya ben? Benim daha ne kadar yasayacagim bile belli degildi, günlerim bile sayili olabilirdi. Ne benim ona, ne de onun bana verebilecegi bir gelecek yoktu, sadece sonu görünmeyen dipsiz bir karanlik vardi.

    Basimi cevirdim ve derin bir ic cektim. Ilk adimi atmak en zoru olacakti, ondan uzaklasma düsüncesi bütün bedenime aci veriyordu, ama bunu yapmak zorundaydim.

    Zordu ama o ilk adimi attim. Attigim her adimda ayakkabimin topuklari betona gömülüyor gibi agir ve zorlayiciydi. Merdivenlerin basina geldigimde parmakliklardan destek aldim. Ruhum parcalara ayrilmisti, bedenimde yürüyüp gidecek gücü zar zor buluyordum. Bir basamak, sonra iki ve üc... topuklarim sert zeminde gürültülü sesler birakirken alt kata zar zor indim. Salonun girisine geldigimde durup üstümü son kez konrtol ettim, arkadaslarimin bende bir gariplik oldugunu anlamalarini istemiyordum.

    Basimi diklestirdim, derin bir nefes aldim ve salona girdim. Arkadaslarimin yanina dogru yürürken farkima bile varmadilar.

    "Sanirim babam bizi temelli yolladi. Bugün gelen kartonlari bir görseydiniz, ahh adam neyim var neyim yok hepsini yollamis. Alt tarafi bazi özel esyalarimi istemistim." dedi, Derin.

    Bartu güldü. "Tabii tabii. Siz bakmayin buna, hizmetciye yollamasini istediklerinin öyle bir listesini yapti ki acidim kadinin haline, dedim ben biraz daha insafli olayim bari."

    "Hicte bile!" Derin, Bartu'ya bakarak yüzünü burusturdu. "Oyuncak ayimi istememistim mesela, ama onu bile yollamislar."

    "Sen onu asla yanindan ayirmazsin, eminim babam onun unuttugunu fark etmistir, o yüzden yollatmistir."

    "Kim? Babam mi?" Derin kahkaha atti ama sesinde aci vardi. "Güldürme beni, Bart. Babamin öyle bir ayicigin varligindan bile haberi yoktur. Hizmetciye, ne var ne yoksa kartonlara doldurup yollamasini emretmistir."

Tesadüf Serisi 2: GÜNAHKAR SEYLERWhere stories live. Discover now