Bence artık evlenelim. (80. bölüm)

En başından başla
                                    

Azıcık daha az sempatik olabilir misin? Lütfen bak rica ediyorum, yoksa tatlı niyetine yiyeceğim seni!

“Ya Kerem olur mu hiç öyle şey! Zaten ben kabul etsem annem kabul etmez!”

“Ben konuşurum” diyor bana göz kırparak. “O zaman hayır diyemez.”

“Eee Can ne diyordu? Ne kutlaması varmış” diyerek konuyu geçiştirmeye çalışıyorum. Yoksa ikimizdeki bu inatla tartışmamız uzar da gider!

“Aman ya boş boş işler işte! Neymiş Yağmur hamile diye kutlama yapacakmışız ne gerek varsa!”

“Hiii! Sen ciddi misin? O bugün müymüş? İnanamıyorum! Yağmur beni öldürecek!” derken kabul ediyorum ki birazcık(!) abartıyorum.

Yoksa Kerem’in elinden imkanı yok kurtulamam! Kıyafetlerimin kurumuş olmasını umarak aramaya başladığımda Kerem de anlamaz bir ifadeyle tam karşımda dikiliyor.

“Ne bakıyorsun yardım etsene” diyorum şaşkın bakışlarla bana bakan Kerem’e.

“Ne yapmaya çalıştığını anlamadığımı mı sanıyorsun?” diyor bakışlarını bir anda değiştirip sinsi bir ifadeyle bakarken.

“Yoo, ne yapıyormuşum ki ben?”

Salağa yat Zey! En iyi yapabildiğin şey bu zaten!

“Güzelim, annenlerle konuşsan iyi edersin çünkü yarın sizi istemeye geleceğiz” diyor göz kırptıktan hemen sonra arkasını dönüp banyoya doğru ilerlerken odasının diğer köşesini gösterip;

“Bu arada kıyafetlerin orada, giyinebilirsin” diyor.

Banyoya girmeden hemen önce bana dönerek attığı öpücükle kıkırdamama neden oluyor şapşirik şey! Boşuna sevmiyorum ben bu adamı!

Üzerimdeki Kerem’in t-shirtü ve boxerı hızlıca çıkarıp az önce havuzda ıslandığı için kurutmak zorunda kaldığımız kıyafetlerimi geçiriyorum üstüme. Saçlarımı da başımdan topuz yaptığımda gitmek için hazır oluyorum. Tam Kerem’e gideceğimi söylemek için sesleneceğim sırada banyonun kapısı açılıyor ve içinden belinde havluyla ıslak bir biçimde Kerem çıkıyor.

TAMAM! Sakinim. Hah! Heyecan yapacak ne var ki canım. Az önce de ıslak görmedim mi zaten? Hem de oldukça yakınımdayken!

Ama kıyafetleri üzerindeydi o zaman değil mi?

Ufak çaplı öksürük krizi geçirirken Keremden başka her yere bakmak için olağandan fazla bir çaba göstersem de yapamıyorum maalesef. Keremse oldukça piç bir sırıtışla yaklaşıyor bana doğru.

“Güzelim? İyi misin sen?”

“İ-iyim ya! G-gıcık tuttu da beni!”

“Ha gıcık yani”

“Hı hı. Ben gideyim artık”

Koltukta duran çantamı alıp merdivenlere doğru yürürken ayağım takılsa da düşmeden ulaşabiliyorum. Keremden azıcık uzaklaşmış olmanın rahatlığıyla gülümseyip;

“Görüşürüz” derken o da aynı ifadeyle gülümseyerek;

“Görüşürüz güzelim, dikkat et kendine!” diyor.

Ah Kerem Sayer! Ben sana yapacağımı bilirim ya neyse!

***

Zeynep-Yağmur

EVCİLİK OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin