15. Bölüm

1.3K 102 479
                                    

Alkolle karışık çilek kokusu burnuma dolacak kadar yakınıma geldiğinde benimle ilk kez böyle cesurca göz teması kuruyordu. İçimi kıpır kıpır eden ve beni heyecanlandıransa gözlerindeki o tutkulu ifadeydi.

Kuruyan dudaklarını ıslattıktan sonra iyice dibime girip kollarını boynuma sardı.

Kulağıma fısıldadığı cümle beni hem titretmiş, hem de kaskatı kesmişti.

" Hoşgeldin Babacık!.. "

Aramızdaki mesafelerin azalışı, onun normalde göz teması kuramayan bakışlarının tamamiyle gözlerimde olması ve bana söylediği o şey beni mahvetmişti. Titremiştim ama bu kez şehvetten.

Güney taraflarımda hareketlenme hissetmiştim, küçük Yixing özgürlük heykeli gibi yükselmeye başladığında hiçbir şey yapamadım, gecenin bir vakti koskoca yurtta doğru düzgün ayık olan tek kişiydim.

Cevap vermeyip ağzımı şaşkınlıkla araladığımı görmek onu eğlendirmiş gibiydi. Kollarını boynumdan çekmeden kur yapar gibi başını yana yatırıp gülümsedi.

" Sürekli saygı ifadeleri ile seslenmemden sıkılmadın mı yoksa~ "

Başını boyun girintime sokup bu sefer sarıldı. Ben ise hala kaskatıydım.

" Ne dersen de! Sana istediğim gibi sesleneceğim. "

Dudakları omzuma değdiğinden sesi boğuk çıkmıştı. Alkolle karışık çilek kokusu öyle cezbediciydi ki onu duvara itip öpmemek için tekrar ve tekrar derin nefesler aldım.

O kadar uzun süre öyle kalmıştı ki bir an uyuduğunu düşünmüştüm, ta ki yorgun gözleriyle sarıldığı bedenimden ayrılıp elimden tutarak beni yatağa oturtana kadar.

Hiçbir şey söyleyemeyip yalnızca neler yaptığını izliyordum. Tüm mimikleri aklıma kazınmaya devam ederken onun bu haline tanık oluşumu da tanrı katında sevilen biri olmama bağlamıştım.

Masaya bıraktığı şişeyi almaya paytak paytak yürüyerek giderken arkasından onu izliyordum. Aklıma gelen fikirle ben de kalktım ve yanına gittim. Peşinden geldiğimi görünce bana dönüp gülümsemişti, aynı kızarık gözler ve yorgun bakışlarıyla gözlerinin içerisinde zerafet barındırıyordu.

" Junmyeon. "

Dedim konuşma başlatmak istediğimi belirterek. Tabi bu sarhoşlukta bunu anlayabilecek miydi?

" Awwww!! Nihayet konuştun yine küsüz sanmıştım. "

Elinden tutup oturttum onu. Karşısına geçip sorularımı sormak için kendimi hazırladım.

" Sehun'dan hoşlandığını nasıl anladın? "

Elindeki şişeyi kafasına diktiğinde dudaklarının kenarından süzülen birkaç damlanın boynuna doğru süzüldüğünü görmüştüm, sertçe yutkundum. Bu gece buradan ölüm çıkacaktı.

" Pffffff... Bilmiyorum, bir anda yakışıklı gelmeye başladı. "

Kendini geriye doğru atıp yatağa düştü ve bakışlarını tavana sabitleyerek daha ciddi bir tonda devam etti.

" Aslında tam olarak hoşlantı diyemem. Yalnızca beğenmiştim sanırım. Eşcinsel olduğumu fark ettiğimden beri sayısız erkeği beğendim, bazılarından hoşlandım ama bu hiç gün geçtikçe ilerleyip beni aşk boyutuna taşımadı, sonra gün geçtikçe soğudum. Sehun'da da aynısı oldu ama Sehun kardeşim gibi. Ona asla o gözle bakmam. "

Duyduklarımın beni derin bir heyecana sokmasının etkisiyle aniden ayağa kalktığımda verdiğim aşırı tepkinin farkına varıp tekrar yanına uzanarak onun gibi tavana baktım. Uzandığımı görünce bana doğru yaklaşmış ve başını göğsüme yaslamıştı.

Roommate / LayHoWhere stories live. Discover now