25. Bölüm

774 59 181
                                    

Hantal düşen vücudumu üzerine bıraktığımda belini kavrayıp yavaşça kafası yastığa gelecek şekilde yatmasını sağladım. Beyaz örtüyü üzerimize çekerken yorgun bedenlerimizi birbirine dolayıp beraber uyumayı istiyorduk.

Yarı açık gözlerime aldırmadan kokusunu içime çekip saçlarından öptüğümde çatallaşan sesimle fısıldadım.

" Seni çok seviyorum. "

Kollarını vücuduma sıkıca sarıp başını göğsüme yasladı. Büzülmüş dudaklarıyla çok sevimliydi.

" Sana aşığım. "

Sesi kulaklarıma bayram ettirirken gözlerimi kapatıp sevgilime sıkıca sarılarak yüzümden eksilmeyen tebessümümle kendimi uykuya teslim ettim.

Sabahın erken saatlerinde gözüme vuran güneş ışığı ile gözlerimi ovuşturarak uyanmıştım, dün gece yatarken perdeleri kapatmamıştık. Etrafıma bakındığımda göğsüme değen o sıcak nefesi hissetmiştim. Kafamı ona doğru çevirdiğimde gördüklerim bana dün gece olanları hatırlatmıştı.

Dünyada en sevdiğim insan kollarımın arasında en savunmasız haline bürünmüş mışıl mışıl uyuyordu. Bedenlerimiz bütünleşmiş, onun çıplak bedeni benimkinin üstündeyken kollarını gövdeme sıkıca sararak başını göğsüme yaslamıştı. Dağılmış saçları çeneme doğru dökülürken kızarık dudakları da başını bana yaslamasının etkisiyle büzülmüştü. Onun rengi bu sabah diğer günler gibi nazik pembe beyaz tonlarında seyretmiyor, kırmızılı morlu tutku tonuna çalıyordu.

Dün sarhoş değildik ama olanlar aklıma yeni yeni doluşuyordu. Çünkü o anlarda şuurumuz yerinde değildi. Birdenbire o tamamen benim olmuştu.

Tek odağım o olmuşçasına öylece soğumuş bedenine sarılıp onu izliyordum. En ufak bir hareketimde uyanacakmış gibi de tepkisizdim aynı zamanda. Öyle güzeldi ki, keşke gözlerimi asla kırpamayıp sadece onu izleyebilseydim.

Üşümemesi için üzerimizdeki örtüyü daha çok yukarı çektiğimde üzerimde kıpırdanışını hissetmiştim. Bana daha çok sokulmuştu ve ben de sırtını okşamıştım.

Kıpırdanmaya devam ettiğinde yüzünü ekşiterek yavaşça gözlerini aralamıştı. Yüzüme onun sevdiği türden bir gülümseme yerleştirdiğimde daha çok sarıp saçlarından öptüm.

" Günaydın meleğim. "

Yüzündeki acı ifadesi genişlerken çatallaşmış sesiyle mırıldandı.

" Günaydın-ah! "

Benimkinin aksine somurtan bir yüzle suratıma baktığında kaşlarını çatarak üzerimden yavaşça doğrulmaya çalıştı.

" Arkamı hissetmiyorum!. "

Dayanamayıp kahkaha attığımda onu kendime çekip kocaman öptüm, canını yaktığım için üzgündüm ama bu şekilde kızınca da çok sevimliydi.

" Elimde değildi Junmyeon, dün gece harikaydın. "

Şakadan kafama vurduğunda benimle beraber gülmeye başlamıştı. Gülüşüne dahil olan kızarmış yanakları içimi güzel hislerle doldurmaya devam ediyordu, ama itiraf ediyorum uyandığımızda bu şekilde bir muhabbet etmeyi pek beklemiyordum.

" Bu arada ciddiyim. Gerçekten oturamıyorum bile. "

" Senin için ağrı kesici getiririm meleğim. "

Hızlıca yerdeki boxerını alıp giyindiğinde canının yanmasına aldırmadan bana döndü.

" Çok tatlısın kızamıyorum bile sana. "

Roommate / LayHoWhere stories live. Discover now