20. Bölüm

980 84 344
                                    

Sevgili Hyeya!

Yixing ve onun aşkıyla beraber güzel günler geçiriyorum, iyi olduğuma dair beni merak etme. Çok mutluyum ama heyecanım daha üstte geldiğinden bu mutluluk kasvete dönüşüyor. Beraberinde beni çok seven o adamın da benimle dolu kalbini kırıyorum.

Karşıma çıkıp beni sevdiğini söylediğinden beri kutsanmış hissettim. Mükemmel bir adamın sevgisine layık görmüştü tanrı beni. Bunları sana anlatmam umarım seni üzmüyordur Hyeya! Ama sen benim aşık olmamı isterdin değil mi? Ben galiba, birazcık kayboldum. Her şeyi berbat ettim. Düzeltmek için çabalamak istiyorum ama nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok. Belki de kendimi sadece ona bırakmalıyım, bilmiyorum.

Tıpkı bana söylediği gibi rahat olmaya çalışıyorum, artık bakışlarının girdap gibi beni içine çekip çekmemesi de mühim değil. Bilmediğim bir şey olduğunu düşündüm, ama o hep oradaymış. Bana olan bakışları, sevgi doluluğu her buradaymış. Yıllarca güzel bir aşk beni her şeyden koruyan sert bir kalkana dönüşmüş. İşte işin bu yönüyle Zhang Yixing benim bir kez daha kahramanım olmuştu. Aslında o hep benim kahramanımdı.

Hayatımda ilk kez birine karşı böyle yoğun hislerle doluyum Hyeya. Bana baktıkça, bana gülümsedikçe, beni sevdiğini söyledikçe mum gibi eriyorum. Sanki birileri ölmüş bedenimi hayat gölüne fırlatıyor. Kış ayının ortalarında da olsak, kalbim yaz bahçesine dönüyor Hyeya! Ben hayat doluyorum.

Onu sürekli ısrarla hayranlıkla izlemek isteyen 3 yaşında bir çocuğa dönüşüyorum. Üzerimdeki etkisi çok tuhaf, ama öyle güzel ve huzur verici ki. O yanımdayken hiçbir şeyden korkum kalmıyor. Bir anda dünyanın en cesur insanı kesiliveriyorum.

Sıradan bir sevgi değil bu. Sıradan olsaydı biterdi. Ama gün geçtikçe daha da çok bağlanıyorum ben. Hele arkadaşlık gibi bir şey hiç değil. Değişik hissettiriyor ama yersiz bir şekilde mutluyum. Belli edemesem de içim de havai fişekler patlıyormuş gibi hissediyorum. Bu aşk değil mi? Şey galiba ben de...

Ben de seni seviyorum Zhang Yixing. Henüz yüzüne karşı söylemek için pek cesur değilim ama günlüğümü okuduğunu biliyorum. Yazarken daha cesur olduğumu fark ettim. Bu yüzden aklıma sana böyle karşılık vermek geldi. Söz veriyorum, içimde olup biten her şeyi kabulleneceğim ve bana olan sevgine karşılık vereceğim. Bundan sonra her şey için daha cesur davranacağım, tıpkı senin yaptığın gibi.

Okuduklarım ile şaşkına dönerken yataktan hızla doğrulmuş, sırtımı bazanın başlığına çarpmıştım. Tüm vücudumu saran tatlı heyecan bana sırtımın acısını unuttursa da bu canımın yandığı gerçeğini değiştirmezdi, açık kalan ağzımı elimle kapattım. Aptal sırıtışlarımla odadaki hayali arkadaşlarıma gülücükler saçarken okuduklarımın etkisindeydim hala. Tüm bu tasvirler benim hislerimle birebirdi. Tanrı beni yıllardır harcadığım sevginin aynısıyla ödüllendiriyordu. İçimdeki tarifsiz heyecan onun yüzünü, gülüşünü, varlığını düşündüğüm her saniye dağ gibi büyüyordu. Aramızdaki engellerin kalkmış olma duygusu öyle özgür hissettiriyordu ki bunca zaman özgürlüğe bu kadar aç kalmış olduğumu bile onunla yakınlaştığımda fark etmiştim.

" Yıllardır her şeye iyi bir şekilde katlandın Zhang Yixing. Sınavın bitti ve sen Kim Junmyeon'un sevgisine hak kazandın. "

Beynimde bu ses yankılanıp dururken dışarıdan duyulduğuna bin kanıt serebileceğim kalbim için de işler bir o kadar yürek hoplatıcıydı. Junmyeon'un düşüncelerini bir günlük sayfasından okumuş olsam da beni rahatsız etmemişti. Onu çoğu zaman gerçek duygularını dile getiremediğini bilecek kadar iyi tanıyordum ve yazmak onun için daha rahat bir yöntemse bunu elinden almayacaktım. Varlığı bile beni mutlu etmeye yeterken bana bahşettiği bu güzel hislerin nasıl geldiği hiç önemli değildi.

Roommate / LayHoWhere stories live. Discover now