7. Bölüm

1.1K 103 157
                                    

Çin'de her şey tüm sıkıcılığıyla devam ediyordu. En son Junmyeon'un günlüğüne sarılıp uzanırken uyuya kalmıştım. En azından uykusuzluğumu biraz olsun atmıştım üzerimden.

Kalkıp duş aldım. Kurulanıp giyindikten sonra ölüm sessizliği olan odamda telefonumdan o melodi yankılandı, Junmyeon'un müthiş dinlendirici sesiyle söylediği Dinner şarkısı. Boynuma attığım havluyla saçlarımı kurulayarak şifonyer üzerinde ters duran telefonu alıp arayanın ismine baktım. 

'Yoda kılıklı'

Yüzümde beliren gülümsemeyi daha da genişleterek bekletmeden açtım. Boğulmak üzere olduğum bu sessizlik ve karamsarlıkta beni yalnız bırakmayan kardeşlerime minnettardım.

" Nasılsın  hyung? "

Arkadan diğer üyelerin seslerini de işitebiliyordum. Daha çok Baekhyun'la olan telefon kavgasını duyuyor olsam da diğerlerinin de kendi aralarında konuştukları rahatça duyuluyordu. Muhtemelen hoparlörü açmıştı.

" İyiyim Chanyeol. Siz nasılsınız? Gittiğimden beri her şey yolunda mı? "

" Hyung sen gideli birkaç saat oldu. "

" Olsun. "

" Seni şimdiden özledik. "

" Oysaki daha demin birkaç saattir yurtta olmadığımı söylüyordun. "

" Olsun özlemiş olamaz mıyım? "

Ardından Sehun araya girdi.

" Chanyeol ona yavşamayı kes. Onun bir shipi var. "

Hemen sonra Baekhyun'un tiz bağırışı yankılandığında telefonu kulağımdan birkaç saniyeliğine uzaklaştırdım.

" NEDEN ONUNLA FLÖRT EDİYORMUŞ GİBİ KONUŞUYORSUN? KAFANA TEKME Mİ ATALIM İLLA KISKANDIĞIMI ANLATMAK İÇİN!!  "

Telefonun ardından duyduğum derin öpücük sesine kilitlendim.

" Bebeğim seni sevdiğimi bilmiyor musun zaten? "

Baekhyun'un uysallaşıp koltuğa gömüldüğünü buradan bile hissediyordum.

" Ben de seni seviyorum ama başkalarına seni özledim dediğinde kıskanıyorum. "

Nihayet olmuştu demek ha? Chanyeol ve Baekhyun'un debut zamanlarından beri çok yakın olduklarını biliyordum. Birbirlerini sevdikleri bile bariz belliydi ama sürekli atışmaktan bunu itiraf edememişlerdi. Baekhyun'la olan internet konuşmamızda bana onu çok sevdiğini, ama şirket büyükleri ve Ceo'un kulağına gitmesinden çok korktuğunu söylemişti. Demek ki olmadığım birkaç saat bunu aralarında halledip nihayet sevgili olmuşlardı. Çok sevinmiştim. Öyle tatlı bir ikililerdi ki onları ayakta bile alkışlayabilirdim. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş sözünün canlı sembolü gibilerdi. Bir gün onlar kadar cesur olup Junmyeon'a açılacağım günü hayal etmiştim istemsizce, umarım zamanı geldiğinde bunu başarabilirdim.

Üyeler telefonda aralarında sohbete devam ederlerken hepsi teker teker halimi hatrımı sorup eksiklerini fark ettirmeyerek konuşmuşlardı benimle, ama Suho'dan hiçbir ses soluk yoktu. En sonunda dayanamadım. D.o üyeleri ne kadar çok öldürmek istediğinden söz ederken bir anda konuya dalıverdim.

" Suho nerede? Sesini hiç duymadım. "

Sehun'dan imalı sesler yükseldi.

" Bak bak nasıl da merak ediyor! "

Gülümsedim. Sehun insanların duygularını fark etmekte çok iyiydi, özellikle Junmyeon'a kıyasla. Neyseki bunu göremiyorlardı. D.o sorum üzerine biraz düşündükten sonra cevap vermişti.

Roommate / LayHoWhere stories live. Discover now