3.9

9.9K 463 964
                                    

          

40.BÖLÜM

Bir çizik daha attım boş, beyaz kâğıdın üzerine. Hırsımı alamadım ve bir daha attım. Bir daha, bir daha ve son kez daha. Gözlerim doluk doluk bakarken, birbirine girmiş olan çizgiler duygularımın tam olarak yansımasıydı.

Karmakarışıktım.

Masa lambasını kapattım ve oda derin bir karanlığın içine gömüldü. Başımı çalışma masama yaslayıp, uzunca ofladım. Boğuluyordum resmen. Gözlerimi kırpıştırarak açtım ve yavaşça doğruldum. Sallanarak ayağa kalktım ve sandalyemi geriye doğru ittim sertçe. Masamın hemen arkasında bulunan yatağımı yerdeki eşyalara takılmamaya çalışarak gittim ve bedenimi bıraktım. Yarıyıl tatilinin son dakikaları içerisindeydik. Yarın okullar açılacaktı ve ben bu yüzden evde krizler geçiriyordum kendi çapımda. Annemle birkaç gün önceki konuşmamız beynime defalarca olduğu gibi yine sızarken, suratımı acıyla buruşturdum. 

"Gel kızım iki dakika hele şuraya!" Şaşırmış bir şekilde anneme baktım. Uzun zaman sonra ilk defa böyle heyecanlı ve mutluydu. Koltuğun kenarına ilişip, meraklı gözlerle yüzünü inceledim. Kesinlikle gıybet kokusu vardı ortamda!

"Ne oldu ayol?" dedim doğal bir tepkiyle. Dudaklarını ıslattı ve tabiri caizse otuz iki diş bir şekilde bana baktı.

"Gelinimle tanıştın mı bakalım?" Yönelttiği soru karşısında kafamı geriye doğru attım ve kaşlarımı çattım. Gelini mi? Annemin benden habersiz bir erkek çocuğu mu vardı yoksa?

"Ne gelini?"

"Kız işte Deniz'inkini diyorum! Sizin okuldaymış ya kız. Arzu tanışmış kızla." Soluğum boğazımdaki hayali engele takıldı ve yere kapaklandı. Kalbimin atışı kulağımı uğuldatırken, başımı önüme eğdim ve tırnağımla oynamaya başladım. Bu kız çoktan hayatına girmişti. 

"C-cerenden mi bahsediyorsun?" Heyecanlı bir ifadeyle baktı bana. Yapma anne, lütfen. Daha fazla kanatma yaramı.

"Heh! Bir türlü adı aklıma gelmiyordu. Nasıl bir kız anlatsana Derin ya. Sen ne zaman öğrendin? Arzu bana Derin'in haberi yokmuş demişti. Deniz senin tepkinden çekiniyormuş. İnşallah çocuğu kızın yanında rezil etmemişsindir."

'Ben değil anne, o beni herkesin içinde rezil etti.' demek istedim lakin bir türlü dilim dönmedi. Beynim her şeyin ilk defa farkındayken, bedenim yine de şaşırmıştı. Ceren, kazanmıştı.

Deniz'in ilk sevgilisi.

Deniz'in ilk sevdiği.

Ve Deniz'in annesiyle tanıştırdığı ilk kız.  

Beynimde dönüp duran üç cümle başıma bıçak gibi saplanırken annemin benden cevap beklediğinin farkındaydım. Gözlerimin dolduğunu fark etti ve hafifçe gülümsedi. "Kıskanç cadaloz seni. Deniz hep senin sanıyordun değil mi? Ama artık zamanı geldi güzel kızım. Oğlum eşek kadar oldu, olsun bir zahmet sevgilisi."dediğinde ben de güldüm ve gözümden akan yaşı silme gereksinimine girmedim.

Annem onu dostum olarak gördüğümü zannettiği ve kendimi bildim bileli Deniz'i başka kızlardan sakındığım için olayı anlamamıştı. Onu kıskanmamıştım ki, yemin ederim kıskanmamıştım. Sadece kaybetmiştim işte sonsuza dek.

Her zaman dediğim gibi Deniz, güzel adamdı. O kadar güzeldi ki hatta Berke'nin gömlek gibi değiştirdiği sevgililerine rağmen o hiçbir kıza bir kez olsun yan gözle bakmamıştı. Berke'nin zorlamalarına rağmen hep reddederdi o güzel kızları. En sonunda ise bana sarkan erkeklere karşın okulda sevgiliymişiz rolü yapıyorduk. Fakat görünen oydu ki, o Ceren denilen kıza rol olduğunu söylemişti.

REİSTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang