2.4

15.7K 742 386
                                    

25.Bölüm

Multi: Gülşen- Aşk Cinayet Sever

Hiç yanlış ve yasak bir şey yaparken ebeveynlerinizden birisine yakalandınız mı? Ne bileyim sigara içerken pat diye yakalanmanız, sevgilinizle gizli buluşmanızın açığa çıkması gibi, bu tarz bir şey yaşadınız mı hiç?

Sanırım şuan kalpten gitmeme az kalmıştı. Çünkü annemin bakışları ürperticiydi. Fakat daha da kötüsü sanki 'Dediklerimde haklıydın, o damgayı hak ettin' der gibi bakıyordu ya da bana öyle geliyordu bilmiyorum. Titrek nefesimi odanın kasvetli havasına salıp, Aykan'a çevirdim bakışlarımı. Her zamanki gibi gülümsüyordu.

Fakat bu gülümseme, güven vericiydi. Alaycı değil.

"Cevap verecek misin, Derinsu?" dedi sertçe annem.

"Pekâlâ, anne... bu..." diye uzatarak konuşurken aklıma gelmeyen o bin bir türlü bahaneye sövüyordum. Kıvrak zekâlı bir insandım. Şuanın aksine.

"Ne Derinsu, ne? Geveleme de cevap ver! Gecenin bilmem kaçında gizlice konuştuğun bu serseri kim?" deyi bağırdığında aşağıdan cıklama sesi geldi. Annemin dikkate Aykan'a yöneldiğinde, o başını onaylamaz bir şekilde sallıyordu.

"Ayıp oluyor ama teyzeciğim." dediğinde dişlerimi birbirine bastırdım. Ben biraz önce buna güven verici bir şekilde gülümsüyor mu demiştim? Ah, unutun onu.

"Derinsu sana 3 saniye veriyorum, cevap verdin verdin, ona göre. 3,2..." dedi sinirden kıstığı gözlerini tekrardan üzerime dikerek. Kaşlarımı çaresiz bir şekilde havaya kaldırıp, içeriye sinsice sızan soğuk havayı ciğerlerimle buluşturdum sakinleşebilmek umuduyla.

"Anne sana aslında sürpriz yapacaktım ben ama olmadı. Okulda ti-tiyatro kulübüne yazıldım." deyip elimle Aykan'ı gösterdim aklıma gelen ilk yalanla.

"Aykan da partnerim. Pazartesi oyunumuz var ama senaryoyu Aykan'da unutmuşum. Geçerken verecekti." dediğimde dikkatlice anneme bakmaya başladım. İnanıp inanmadığını teyit ediyordum kendimce.

"Gecenin bu saatinde sana senaryo getirdi? Ee, başka hangi bahaneleri sunacaksın bana güzel kızım?" dedi alaycı gülüşüyle. Anne, bu kadar zeki olmak zorunda mısın?

"Anne valla bak öy-" derken Aykan'ın tok sesi, cümlemi kesti.

"Teyzeciğim gerçekten öyle. Ben senin bu çırpı kızına bakar mıyım hiç? Bendeki şu endama, boya, posa bir bakar mısın? Sence ikimiz birbirimize uyuyor muyuz?" deyip kendi etrafında döndü. Annem ise istediği gibi süzüyordu Aykan'ı.

"Bir de kendi kızına bakar mısın Allah aşkına? Makyajsız halini ilk defa gördüm ve resmen... Ah, neyse. Senaryo arabamdaydı bir saniye." deyip arabasına ilerledi. İçinden çıkardığı bir deste kâğıdı elinde sallarken annem gözle görülür bir şekilde rahatladı.

"Aykan yarın getirir misin lütfen?" dedim bağırarak. Çünkü elindeki kâğıtların senaryo ile uzaktan yakından alakası olmadığını biliyordum ve annem onlara bakmak isterse ki büyük ihtimal isteyecekti, bu bizim sonumuz olurdu.

"Tamam. Görüşürüz." ve hemen ardından anneme dönüp selam verdi. "Size de iyi geceler teyzeciğim. Lütfen dediklerimi unutmayın." deyip arabasına bindi ve tozu dumanı birbirine katarak uzaklaştı.

Sanırım ilk defa işime yaramıştı.

---

İnsanoğlu kaç kez pişman olurdu yaptıkları yüzünden? Kaç kez küser, kırılırdı hırçın evrene?

"Ee, dünden beri nasılsın?" derken bıyık altından gülüyordu. Ah, tam olarak da bundan bahsediyordum. Zorla beni bir yerlere götürmesinden bıkmıştım. Sabahın köründe eve gelmiş, anneme tiyatro provası yapacağımızı ve acil okula gitmemiz gerektiğini söyleyerek evden çıkarmıştı beni.

REİSWhere stories live. Discover now