3.8

10.7K 460 829
                                    

Multi: Aykan Adalı ;)

Müzik: BTS-DNA

Konu her ne ise, boşuna katlanıyorsunuz'

39.BÖLÜM

Dünyayı oluşturan katmanların sıcaklığı ve kalınlığı bedenime hüküm sürmeye başlamıştı sanki bir anda. Yer yarılsa da içine girsem ve bir daha çıkmasam, tek isteğimdi. Hayır, utanmıyordum lakin yüzleşmeye hazır değildim.

Korkuyordum, çünkü yalan söylemiştim. Ben Derinsu Uz, bu iğrenç oyunlar yüzünden Deniz'e yapmadığını bırakmayan ben, artık sık sık buna uğrar olmuştum.

Yalana.

Hata üstüne hata yapmaya devam ediyormuşum gibi hissediyordum ve bu his boynuma dolanan sarmaşık gibi bir türlü geçmiyordu. Üstelik bu sarmaşığın etkisi her geçen gün kat be kat artıyordu. Kat be kat fazlalaşıyordu. Başıma gelenleri ben istemişim gibi...

Sırtımdaki yakıcı el, kendimi bir yandan güvende hissettirirken bir yandan da kasım kasım kasılmamı sağlıyordu. Yavaşça uyguladığı baskı ile dolaptan çıktık. Vücudum istemsizce titrerken, aklım kendini yırtıyordu. Sakın! Sakın kendini ezdirme! Kendime gelmem gerektiğinin farkındaydım lakin şuan o gücü hiç kendimde bulamıyordum.

"Bu ne lan! Ne bu manzara!" Anında bağıran Deniz ile birlikte kendimi çok kötü hissetsem de omuzlarımda hissettiğim Aykan'ın elleri ile bir nebze olsun sakinleşmiştim.

Yanımdaydı, hissediyordum.

Sustum. Deniz'in hatırı uğruna tekrardan ve son kez sustum.

"Derinsu! Konuşsana lan! Konuş!" diye Aykan'ı umursamayan bakışları yüzümü tararken, geriye doğru adım attım. Aykan'ın sıcaklığını hissedeceğim kadar yaklaştığımı fark ettiğimde, artık çok geçti. Deniz'in öfkeden koyulaşmış bakışları ikimiz arasında mekik dokurken, alt dudağımı sertçe ısırdım.

Ya sert bir şekilde konuşup çekip gidecektim ya da özür dileyip durumu kurtarmaya çalışacaktım. Artık ne kadar kurtarabilirsem...

"Konuşmayacak mısın? Peki." deyip sert bir nefes aldı ve bir hışımla yanımıza geldi. Aykan'ı kolundan tuttuğu gibi arkamdan alırken, şaşkın şaşkın ne yaptığına bakıyordum. Deniz'in çekiştirmelerine karşı tepkisiz duran Aykan'a kaşlarımı çatarak baktım. Neden haklı olduğu halde böyle sessiz duruyordu? Neden bir suçu olmamasına rağmen pes etmiş bir şekilde bekliyordu?

Aykan'ın ensesine elini yerleştirip sıkarken dişlerini arasından konuşuyordu aynı zamanda. "Madem anlatmıyorsun, anlattırırız güzelim. Başka türlü konuşacağın yok senin."Histerik bir gülüş sundum. Bedenim duygularım gibi karman çorman tepkiler veriyordu. Kollarımı bedenime sardım ve başımı önüme eğerek gülmeye devam ettim. Sevdiğim adam, başkasını seviyorum zannediyordu. Var mıydı bundan daha komiği?

"Çok eminsin bakıyorum kendinden Deniz." dedim kirpiklerimin arasından soğuk bir bakış atarak. Yandan güldü ve göz kırptı. Bakışlarımı Aykan'a çevirdiğimde kendini kasmış bir şekilde bana bakıyor olduğunu gördüm. İçimde değişik bir his taht kurdu.

Gerildim.

"Ama hayır, Aykan'ı bırakmadığın sürece ağzımdan tek bir kelime dahi alamazsın. Ayrıca, seni ilgilendirmeyen bir konu olduğunun da altını çizerim." deyip bu sefer ben göz kırptım. Kitaplardaki gibi, sevdiği adama laf söyleyemeyen kendini ezdiren kadınlardan değildim, asla da olmazdım. Sevgim, yıkılmamı sağlayacak kadar büyük değildi.

REİSWhere stories live. Discover now