1.3

22.9K 1.1K 384
                                    


14.Bölüm

Tedirgin bakışlarım üzerinde gezinirken, sert ve sinirden alev alacak olan bakışlarını benden çekip telefona yönlendirdi. Ardından sertçe parmağını ekranda kaydırıp, kulağına tuttu. Nefesimi tutmuş gelecek küfürleri bekliyordum. Ki beklentimin karşılanması da fazla uzun sürmemişti zaten.

"Ulan piç kurusu! Senin ecdadını da belanı da sikmezsem bana da Deniz demesinler! Duydun mu beni! Niye bu kızı rahat bırakmıyorsun lan sen!" Boğazını yırtarcasına bağırırken, benim cephem oldukça sakindi. Sıkılmıştım artık bu anonimin tacizlerinden ve Deniz'in ona bağırması hoşuma da gitmiyor değildi açıkçası.

"Konuşsana lan orospu çocuğu! Dur sen ama dur, sen benim kolumun nereye kadar uzanacağını bilmiyorsun. Seni o kadar rahat bulurum ki ben, ne olduğunu şaşırırsın! Amına koduğumun yavşağı!"

Anonim cevap vermemiş olacak ki, telefonu kapatıp anında bana dönü. O kadar sinirli bakıyordu ki, sanki her şey benim suçummuş gibi. Sanki bir anda ortaya çıkan 'Ben hamileyim' diyen tek gecelik kadınlara bakar gibi bakıyordu mal.

"Derinsu!" Gözlerini sinirle kapatıp, boştaki elini yumruk yaptı. Yumruğunu tüm siniriyle, yanımızdaki ağaca geçirdiğinde, korkuyla sıçradım. Telefonu tekrardan elime sertçe tutuşturdu ve başını ellerini arasına aldı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Koyulaşmış gözlerini, tehlikeli bir yavaşlıkla açıp, ellerimizi birbirine kenetledi. Ve hiçbir şey demeden, beni evime bıraktı.

-----------------------

Kapı çaldığında, başımı kaşıyarak açmaya gittim. Annem gelmişti. Yüz ifadesi sıkıntılıydı.

"Yok mu?" Başını olumsuzca sallayıp, montunu vestiyere astı. Dün babamla kavga ettikten sonra ona boşanmak istediğini söylemiş ve hemen ardından da evi terk etmesini istediğini söylediğini ve babamın da bir müddet sonra kabullenip gittiğini anlatmıştı. Bugün ise iş aramaya çıkmıştı. Ben de annemin kararına saygı duyarak, hiçbir şey dememiş ve elimden geldiğince ona destek çıkmaya çalışmıştım. Hâlâ çalışıyordum.

Telefonumun tanıdık melodisini duyduğumda, seri adımlarla odama yöneldim.

-Merve arıyor-

"Reis?" dediğimde karşı tarafta bir kıkırdama duyuldu.

"Nerelerdesin sen pikaçu ya?" Sitemli sesi yüzümde bir gülümseme oluşturmuştu. Gece eve çok geç geldiğim için, okula gidememiştim ve bu yüzden bugünkü sınavlara girememiştim. Nahletler!

"Valla evdeyim, sen?" dediğimde keyfim iyice yerine gelmişti.

"Anan- neyse Derinsu kanka dün Deniz ile ne oldu size?" Sesi sorgulayıcı bir tını barındırıyordu.

"Neden soruyorsun? Bir şey mi oldu?"

"Bir saniye." Diyerek arkadaki uğultulu sesten uzaklaştı. Büyük ihtimalle, sınıftan çıkmıştı.

"Kanka, Deniz baya kötü." dediğinde kaşlarımı çattım.

" Böyle önüne gelen herkese sataşıyor. Hatta 12lerden bir tane çocuk ona bakıyor diye kafa attı, müdüre falan gitti. Sonra da bağırdı çağırdı, gitti okuldan. Sınavlara da girdi mi girmedi mi bilmiyorum."

"Gerçekten mi? Ya dün bu bizim anonim beni aradı, bu da yanımdaydı o sıra. Telefonu o açtı, baya küfür etti falan. Ama bana bir şey demedi. Siniri geçmemiş demek ki hâlâ salağın."

Düşüncelerim, duygularımın ayağına takılmış ve sendelemişti. Deniz'in neden bu kadar çok tepki verdiği hakkında beynim mantıklı bir bahane üretemiyordu. Bu tepkiler çok ama çok fazlaydı. Bu kadarına hakkı yoktu. Her şey bir yere kadardı ve ben en uygun bir zamanda onunla bu konuyu konuşacaktım.

"Kapatmam lazım, derse giriyoruz." dedi. Onaylar bir şekilde mırıldanıp, telefonu kapattım. Ve yavaşça sessizliğe gömüldüm.

-------------------------

Uyandığımda, hava kararmıştı. Odamdan çıktığımda annem yemek yapıyordu. Yanaklarını kocaman öptüm ve "Yardım edebileceğim bir şey var mı?" diye sordum. Başıyla yemek masasını işaret ettiğinde, masayı hazırlamaya başladım. Menümüzdeki köfte, patates kızartma ikilisi karnımı guruldatmaya yetmişti. Allah!

Aşkımlar!

Yemeğe başladığımızda, meydan sakindi. Annemin telefonu masada titrerken, ekrandaki yazıyı okudum.

-Burçak Hanım arıyor-

Ağzındaki lokmayı yutup, telaşla telefonu açtı.

"Alo, Burçak Hanım?" Karşıdan gelen kadın sesini seçemesem de, annem dikkatini oraya vermişti.

"Evet." Dedi annem. Karşıdaki kişi tekrardan uzun bir konuşma yaptığında, ayağa kalktı.

"Evet, tabi. Hemen geliyorum." Telefonu kapattığında bana doğru yöneldi.

"Bugün görüşme yaptığım yerden aramışlar. Otelde aşçılık için. Gitmem gerekiyor. Çok geç olmadan dönerim." Başımla onayladığımda bir şey demeden çıktı evden acele bir şekilde.

-------------

Annem gideli yarım saat falan oluyordu, ben de o sırada yarınki sınavlar için notlarıma bir göz gezdirmiştim. O da işime yarar mı pek emin değildim. Neyse 50 alsam yeter zaten bahanem de hazırdı. Oh be!

Seneye sorarım ama ben sana!

Bir anda kapının yumruklanmasıyla birlikte, irkildim. Saate baktığımda 20.30du. O kadar da geç bir saat değildi. Kapıyı açmamamla birlikte yumrukların peşi sıra cancağız kapı tekmeler de yemeye başladı. Titreyerek masadan kalkıp, kapıya yaklaştım. Deli gibi korkuyordum. Zaten daha önce de dediğim gibi boktan bir semtte oturuyorduk. Adım başı Suriyelilerin ya da mahalledeki kekoların zorbalıklarına veyahut hırsızlıklarına maruz kalabiliyordunuz.

Dürbünden baktığımda, Deniz'i gördüm. Aptal ya! Korkudan altıma sıçacaktım onun yüzünden. Kapıyı hızlıca açmamla, üstüme yaslanması bir oldu.

"Aptal mısın sen!" diye bağırırken bir yandan da geniş cüssesi altında ezilmemeye çalışıyordum. Öküz gibi içmişti!

Bana doğru dönüp, pis bir şekilde sırıttı.

"Aptal mıyım ben?" diyip kahkaha atmaya başladı. Korkudan istemsizce gözümden yaş aktığında, bir anda kahkahalarını kesip kaşlarını çattı.

"Ağlıyor musun sen? Hangi piç ağlattı seni, lan! Söylesene!" Bu sefer ben kahkahalarımı durduramamıştım. Harbiden, geri zekâlıydık. Benim güldüğümü görünce, kaşlarını yumuşatıp sırıtmaya başladı. Ardından hayretle bana bakmaya başladı.

"Derinsu, sen burada mıydın?" 

Bir şey demeden, zar zor içeriye götürdüm onu. Koltuğa resmen fırlattığımda, boduş gibi devrilmişti. Sızacağını biliyordum. Bok vardı bu kadar içecek! Mırıldanmaya başladığında dikkatle kulak kesildim. Çünkü sarhoşken çok nadir de olsa ağzından bir şeyler kaçırırdı ve o şeyler hep doğru çıkardı.

"Ecdadını sikeceğim senin Aykan."

Aykan mı? Daha önce hiç duymamıştım ismini, bu kişi her kim ise.

"Aykan kim?" diye fısıldadığımda şanslı isem sızmadan cevap verirdi. Fısıldayışımı duyduktan sonra sırıttı ve maalesef ki bir şey demeden sızdı.

---------------------------------------------------------------------------------------------------

Hepinize selam! Ya git gide yükseliyoruz aşırı mutluyum. Mizah içinde şuan 273.sıradayız ve inşallah düşmeyiz. Bu arada uzun bir bölüm oldu. Neyse,

Sizce Aykan adlı kişinin hikâyemizle bir bağlantısı var mı? Yoksa öylesine birisi mi? :D

Hepinizi çoook seviyorum. Ve öpüyorum. Kendinize dikkat edin emi!

İnstagram: sedanurgurbuz_


REİSWhere stories live. Discover now