Ona bir şey olmasın yoksa yaşayamam ben.. (47. bölüm)

Start from the beginning
                                    

“Aaııığğmm bugün Cumartesi ama?” diyor yüzündeki hafif tebessümle bana bakarken bir elini de ensesindeki saçlarına götürüyor.

Tabii ya bugün cumartesi! İş yok ki… Bir süre öylece kaldıktan sonra kendimi toparlayarak konuşmaya başlıyorum.

“Iıı şey doğru ben ııı zaten şeyle buluşacaktım hah yağmurla!” Eh zeynep yani bir kıvırmayı beceremiyorsun!

“Hıı hazarlıklar için mi?” diye soruyor kerem sırıtarak bana bakarken anlıyor tabi kıvrandığımı karşısında nasıl da hoşuna gidiyor!

“Hı hıı”

 

“Bir şey için yardıma gerek olursa..”

 

“Ararız biz” diyorum hemen bir çırpıda odadan çıkarken arkamda bir adet sırıtan ve beni o imalı bakışlarıyla benden alan kocamı bırakarak.

Kendimi banyoya atar atmaz musluğu açıp yüzüme su çarpıyorum. Son on dakika içinde olanları düşününce tekrar hızla atmaya başlıyor kalbim. Önce rüya sonra keremle öylece uzanışımız şimdi de bu anlamsız konuşma ve keremin imalı bakışları! Neler oluyor? Yumuşuyor muyuz? Eriyor mu kalbimi donduran o buzlar? Belki de konuşmaya hazırızdır artık…

Kendime geldiğimde yüzümü kurulayarak çıkıyorum banyodan. Odaya girdiğimde keremi göremeyince içimi bir telaş kaplasa da hemen arkamdan içeriye giriyor o da elinde ütü ve gömlekle. Onun bu haline gülmemek için zor tutuyorum kendimi.

“Iıı şey üzerini mi değiştirecektin?” diye soruyor çekingen bir tavırla.

“Hı hı ne oldu?”

 

“H-hiiç ben.. ben de giyinecektim de gömlek bulamadım”

 

“Elinde tuttuğun?” diyecek oluyorum ama sözümü keserek hemen;

“Ütüsüz” diyor gözlerimin içine bakarak. Ah canım ya kıvranma sırası sana mı geçti. Eh uğraş bakalım azıcık.

“Anlıyorum”

 

“Şey zeyneep?”

 

“Efendim?”

 

“Senin acelen var mıydı?”

 

“Neden sordun?” ne fenayım ama nasılda uzatıyorum :D

“Şey diyecektim?”

 

“Ne diyecektin?”

 

“Eğer şey of zeynep şunu ütülesene ya!”

 

EVCİLİK OYUNUOn viuen les histories. Descobreix ara