BEDEL 65 *UMUT HİÇ BİTMEZ*

Start from the beginning
                                    

İşte yine aynı şey. Beni ilk gördüğü andaki tavrımı her fırsatta yüzüme vurup duracaktı. Daha fazla konuşmasına tahammül edemeden elimi dudaklarına değdirip susturdum.

"Beni ilk gördüğünde duyduklarını her fırsatta yüzüme vurmaktan..."

Bu kez beni susturan Ömer olmuştu. Ama benim yaptığım gibi eliyle değil, kendi yöntemiyle kapatmıştı ağzımı. Dudaklarıma değen dudağının sıcaklığı tüm bedenimi sarmıştı. Hemen geri çektim kendimi. Dudağının teması uzaklaşırken hafif bir tebessüm takılmıştı yüzüne.

"Bir bahar sabahında can almak için gittiğimiz evin kapısında gördüğüm meleğin bakışları yüreğimi yaktığında anladım o meleğin can alıcı melek olduğunu. Beni yüreğimden vuran bakışların gözlerimle bir kez buluşsun diye bir an olsun ayıramadım gözlerimi gözlerinden. Beni görmeyen gözlerin sahibi olmak istedim. Sonra gittin. Bir daha o gözleri görür müyüm derken birgün bakışların buluştu gözlerimle. Ama nefret dolu bir bakıştı. İlk defa bir bakışa vurulmuşken bana nefretle bakman çok ağır gelmişti.. Ben zorla evlendirilmedim. Beni istemeyen biriyle evlenmek zor geldi sadece."

Bir süre ikimiz de sessizce bakıştık sadece

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bir süre ikimiz de sessizce bakıştık sadece. Sanki ogün mahrum bıraktığım bakışlarımın borcunu öder gibi derinden baktım gözlerine. O günkünden daha fazla nefret vardı gözlerimde. Kırgınlık vardı, hüzün vardı...

Kasım'ın kardeşi Selim'in ölüm yıldönümüydü yarın. Onun için evlerinde mevlit okutulacaktı. Akşam yemeğinde mevlitle ilgili konuşulurken beni hiç konuya dahil etmiyorlardı. Gülsüm ana ve Sultan ana sabahtan orda olmanın planlarını yapıyorlardı. Biz Ömer'le sabah erkenden çıkıp pasaport işlemleriyle uğraşacaktık. Sultan ana Ömer'i geç kalmaması için uyarsa da bana birşey dememişti. Benim işe girme konusu hiç açılmamıştı sofrada.

Yemekten sonra Gülsüm ana beni diğer odayça çağırmıştı. Odaya girdiğimizde kapıyı kapatıp yanıma oturdu.

"Kızım, Ömer bazen ne yaptığını bilmiyor. Seni mutlu etmek için sonunu düşünmeden hareket ediyor. Kafan dağılsın diye seni işe almış ama sen de bilirsin bizde kadınlar çalışmaz. Biz Ömer'e laf geçiremedik. Evde de kafanı meşgul edecek işler yapabilirsin. Gelinimizi çalışırdık diye adımız çıkacak sonra."

"Ben namussuzluk mu yapıyorum adınız çıksın? Eşimin yanında, onun işlerine yardımcı oluyorum. Namusuyla çalışmanın nesi ayıp? Benim ailemde de kadınların çalışmasına izin vermezler ama orası bizim işyerimiz. Ömer kafam dağılsın diye değil, gerçekten ihtiyacı olduğu için işe aldı beni."

"İhtiyacı olsa başkasını bulurdu. Zaten sen evde çizim yapıyordun şirkete gitmene ne gerek var? Bugüne kadar bizim iş hakkında laf etmemize bile izin vermediler. Çalışıp eve ekmek getirmek evin erkeğinin görevi."

Kapının çalınmasıyla Şeyma içeri girmiş çayın hazır olduğunu haber vermişti. Odadan çıkıp salona geçtiğimizde Ömer'in bakışları üstümüzdeydi.

BEDELWhere stories live. Discover now