AŞK ISIRIĞI #Wattys2016

AŞK ISIRIĞI~FİNAL

😍😍😍KEYİFLİ OKUMALAR😍😍😍
((Müzik eşliğinde okumanızı tavsiye ederim.))

Bir Hafta Sonra

DEREK

Kapıya yaslanmış, melekler misali uyuyan karım ve kızımı izliyordum. Tüm gecemi onları izlemekle geçirmiştim. Nefes alışverişleri ve de kalplerini dinlemek huzurlu bir gece geçirmemi sağlamıştı.

Malia'nın ısrarları ile yaklaşık bir haftadır Malia'nın eski evindeydik. Ve şimdi de günün ilk ışıkları altında parlayan iki meleğimi izliyordum.

Birkaç dakika sonra Aria biraz hareketlendi ve gözlerini açıp Malia'ya baktı. Ardından gözlerini benim tarafıma çevirip orada olmadığımı görünce yataktan indi. Ve kapıya doğru koştururken beni görüp suçunu örtmeye çalışır gibi gülümsedi.

"Nereye gidiyorsun minik kaçak?" dediğimde kıkırdayarak bana doğru koştu. Onu kucağıma alıp odadan çıktım. Aria'yı salondaki koltuklardan birine bırakıp televizyonu açtım. Aria genelde televizyon izlemeyi sevmezdi. Ve şimdide televizyon ile ilgilenmiyordu. Koltuktan inip Malia'nın eski odasına doğru koştu. Sanırım Malia'yı uyandıracaktı. Aria ve Malia'nın sesleri arasında kendimi koltuğa bırakıp televizyona odaklandım.

Televizyonda aniden beliren Deaucalion'u görünce donup kaldım. Fakat sonra televizyonun sesini olabildiğince azalttım.

"Mutlu Hale ailesi..." dedi sonunu uzatarak ve iğrenç mimiklerini de kullanarak devam etti.

"Bir gerçek alfa, bir siren ve de tatlı, minik yavruları. Bu arada onun bir wolfshee olduğunu unutmayalım. Benim sürüme katılmamanın cezasını en az birini kaybetmekle ödeyeceksin Hale. Ve inan bana onlardan birini elinden alacağım."

Öfkelenmenin yanı sıra söyledikleri kalbimin korkuyla çarpmasına neden olmuştu. Ben küfürler eşliğinde televizyonu kapatırken telefonum çaldı. Hemen cebimden çıkarıp açtım.

"Neden kapatıyorsun ki Hale. Henüz en heyecan verici bölümü izlemedin."  Deaucalion'un sesiyle öfkeyle ayağa kalktım ve küfürlerimi bu kezde onun duymasını sağladım. Ben küfrederken o kahkaha atıp öfkemi katladı. Ardından televizyonu açmam gerektiğini söyleyip telefonu kapattı. Telefonu cebime sıkıştırıp televizyonu açtım. Malia ve Aria'nın ekranda belirmesiyle donup kaldım. Telefonum tekrar çalınca gözlerimi televizyondan ayırmadan açıp kulağıma götürdüm. Ardından Malia'nın duymaması için televizyonu kapatıp dışarı çıktım.

"Seni öldürmem için bana yalvaracaksın. Anladın mı beni? Eğer onların kılına bile zarar gelirse seni gebertirim." dediğimde oflayarak konuşmaya başladı.

"Hala inanmıyorsun değil mi? Onları senden ayıracağım Hale. Bana rakip olmanın bedelini onları kaybederek ödeyeceksin." dedi ve telefonu kapattı.

Sakinleşmek için birkaç dakika dışarda oyalandıktan sonra Malia ve Aria'nın yanına gittim. Malia Aria'yı kucağına almış kapıya yönelince hemen geleceğimi söyleyip odadan çıkmalarını sağladım. Ve hemen kamerayı bulup parçalara ayırdım.

Korkuyordum. Çok korkuyordum. Karımı veya kızımı kaybetmekten çok korkuyordum. Ne yapacağımı, onları nasıl koruyacağımı bilmiyordum. Malia'nın diğerlerini ardında bırakmayacağını biliyordum ve ben tüm silahlarım elimden alınmış bir şekilde savaşmak zorunda kalacaktım...

"Nereye gidiyoruz?" diye sordu Malia arabaya bindikten sonra. Derin bir nefes alıp ona baktım. Kaşlarını çatıp gözlerini gözlerime dikti. Endişelenmesini istemiyordum. Bu yüzden soru sormasına izin vermeden gülümseyerek "Sürpriz." dedim ve arabayı çalıştırdım.