Bölüm 45

2.9K 152 39
                                    

İYİ OKUMALAR... 😊😊

Gözlerimi belimdeki ağrıyla açtım. Koltukta uyumanın sonunun böyle olacağını tahmin etmeliydim. Birkaç esneme hareketiyle kendime gelip etrafıma bakındım boş gözlerle.

Sessizliği bölen melodi ile gözlerimi yan koltuktaki telefona çevirdim. Birçok kez çalmıştı ve ben hiçbirinde kimin aradığına bile bakmamıştım. Çünkü bakarsam onun ismini görünce henüz yeni kurumuş olan yüzümün gözyaşlarım ile tekrar ıslanacağını biliyordum.

Ve ben onun benim üzerimde bu kadar etkili olmasından nefret ediyordum. Hareketleri, bakışları, dokunuşları... Telefon ekranındaki ismi bile heyecanlandırıyordu beni. Fakat tüm bunlara rağmen, ona delicesine bağlı ve aşık olmama rağmen onun bana olan güveni sahte bir video ile yok oluyordu. Ağlamak üzere olduğumu anlayınca rabanın camını indirip derin bir nefes aldım.

Derek'in yanından ayrıldıktan sonra yalnız kalmak istemiştim ve bu yüzden arabama binip kasabanın sınırında fakat Derek'ten uzak bir yerde duygularımı onarmaya çalışıyordum. Geceyi arabada geçirmiştim ki ihtiyacım olan bir şeydi sessizlik.

Güneş yağmur yüklü bulutlara rağmen görevine başlarken bende kıpırdamadan önümdeki manzarayı izliyordum. Sessizlik, kırgınlık, yalnızlık- diye düşünürken bebeğimin hareketlenmesiyle yalnızlık terimini ortadan kaldırıp gülümsedim. Ellerim karnımı bulurken mutlu aile tablomun parçalarını izlemeye başladım yağmur damlalarında. Her bir parça yağmur damlaları ile yere çarpıyor ve etrafa saçılıyordu.

Dağılmıştık...

Dağılmıştım. Yaptığı onca şeye rağmen yanında kalmışken O, o aptal videoya inanmıştı. Bu sefer kendimi tutamayacağımı ve ağlayacağımı anladığım an arabadan indim. Yağmurun da eklendiği toprak kokusu ciğerlerime dolarken gözyaşlarımı tutayıp serbest bıraktım. Hissetmek istedim yağmuru, kokusunu, onun ardından gelen toprak kokusunu...
Çünkü onun kokusuydu bu. Yağmurun ardından gelen toprak kokusu... Ölümü fısıldamasına rağmen vazgeçilmez toprak kokusu...

Bir süre sonra gözyaşlarım yağmur damlalarına karışırken bir arabanın fren sesi yükseldi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bir süre sonra gözyaşlarım yağmur damlalarına karışırken bir arabanın fren sesi yükseldi. Arabanın kapısının açılışı ve öfkeyle kapatılışı bile dönüp kim olduğuna bakmamı sağlamamıştı.

"Sen gerçekten de delinin tekisin!" diye yankılanan sesin ardından acı bir tebessüm ile karşımdaki adama baktım. Öfkeliydi. Endişeliydi. Ve en önemlisi yanımdaydı. Yanımdaydı çünkü o ne olursa olsun bana sırtını dönmeyendi. Dostum, kardeşim dediğim tek kişi olan Stiles'ti.

Bir süre gözlerine bakıp kendimi kastım dinen gözyaşlarımı tekrar akıtmamak için. Ama yapamadım. Gözlerim doldu. Görüntü bulanıklaştı fakat silemedim gözyaşlarımı. Dokunamadım onlara. Bunlar onun hediyesiydi. Acı dolu hediyesi...

"Be-ben." diyebildim gözyaşlarımın izin verdiği kadarıyla. Stiles dudaklarını birbirine bastırıp kollarını iki yana açtı. Öylece baktım ona. Ona sarılmamı istiyordu ki kesinlikle şu an için tek ihtiyacımdı.

AŞK ISIRIĞI #Wattys2016Where stories live. Discover now