Bölüm 36

3.4K 174 31
                                    

İYİ OKUMALAR...

**********

DEREK

Kendimden bir kez daha nefret etmiştim. Annemin yaşadığı olayı Malia da yaşayacaktı. Onun hamile kalması tamamen benim aptallığımdı. Buna izin vermemeliydim. Annem kurt kadın olduğu için kurtulmuştu. Peki ya Malia?

İçindeki bebeğin kendisini öldürmeye başladığını Malia hariç hepimiz biliyorduk. Ve zamanla öldürmeye devam edeceğini de...

Dün Deaton'un yanından ayrıldıktan sonra birçok araştırma yapmıştım. Fakat melez türler arasında kurt adam-banshee melezi yoktu. Ve bu daha çok endişelenmeme neden oluyordu. Bebeğin türünün ilk örneği olacak olması gücünü veya neye benzeyeceğini bilemememe neden oluyordu.

Ondan uzak olmak çok kötü hissettiriyordu ki sanırım artık buna dayanamayacaktım. Oturduğum koltuktan kalkıp arabamın anahtarlarını aldım ve Malia'sız hiçbir şeye benzemeyen evden çıktım.

Yol boyunca onun bir bebek olabileceği ihtimalini kendime hatırlattım. Ve galiba bu fikre gittikçe alışıyor ve bebeğe ısınıyordum. Fakat Malia'nın tehlikede olan hayatı bunu zorlaştırıyordu ki sanırım benim eski ve vahşi halime benzer bir bebek olacaktı. Fakat sorun şu ki benim anneme yaptığımı o da Malia'ya yapacaktı. Ayrıca Malia'nın ölüme adım adım yaklaşan vücudunu gördükçe kendime olan nefretim katlanarak artıyordu. Sakin kalamamamın diğer bir sebebi ise Malia'nın ölümü kabullenişiydi. Beni, babasını ve çevresindeki kimseyi düşünmüyordu.

Malia'nın benden nefret etmesini istemiyordum. Ve işte bu yüzden şimdi Malia'nın evinin önünde onunla nasıl konuşmam gerektiğini düşünüyordum. Malia'nın sesiyle düşüncelerime son verip söylediği şarkıyı dinlemeye başladım. Sesini duymak gülümsememi sağlamıştı ki buna ihtiyacım olduğunu inkar edemezdim.

Evin kapısı açılınca Malia'yı görmeyi bekliyordum ama onun ev arkadaşı çıkmıştı. Pekala ayağıma gelen fırsatı değerlendirmeliydim. Arabadan inip Malia'nın arkadaşına doğru ilerledim. Beni görünce kaşlarını çatıp evin kapısını kapattı ve öfkeli adımlarla bana doğru yürümeye başladı.

"Sen hangi hakla evime gelirsin!" diye söylendi sessiz olmaya çalışarak.

"Bu kez amacım Malia'yı üzmek değil. Ben. Ben ondan uzak kalmaya dayanamıyorum. Ve." dedikten sonra boğazımı temizledim ve devam ettim.

"Ve çocuğuma sahip çıkmak istiyorum."

"Ne? S-sen ne dedin?" diye şaşkınlık ile sevinç arasında kalan kadına öylece bakakaldım. Malia'yı bu kadar sevmesi ve bebeği akrabasıymış gibi sahiplenmesi beni şaşırtmıştı.

"Ben çok aptalca davrandığımı biliyorum fakat buraya Malia'yı ve bebeğimizi geri kazanmaya geldim. Ben onlar olmadan yaşamak istemiyorum." diyerek gözlerimi yere çevirdim. Kadının "Vay canına! Bu süper bir haber." demesiyle ona baktım.

"Fakat bu konuda yardımına ihtiyacım var." dedim sorarcasına. Sevinçle gülümsedi ve "Tamam yardım edeceğim ama bu bir yalansa-" dediği sırada sözünü kesip "Hayır hayır! İnan bana bu bir yalan değil." dedim. Bir süre gözlerime baktı ve tekrar gülümseyip elimi sıktı.

"Bu arada ben Jennifer Blake." dediğinde bende kendimi tanıttım. Malia'nın odasından çıkmasıyla "Malia geliyor. Bunu daha ayrıntılı konuşmak için numaranı ver." dedim. Numarasını aldıktan sonra arabama doğru ilerliyordum ki Jennifer "Hey sen Malia'nın geldiğini de nereden biliyorsun?" diye sordu. Evet, kendi kendimi ele vermek için çabalıyormuşum gibi hissetmiştim.

Biraz düşündükten sonra "Aşkın gücü diyelim." dedim ve gülümseyerek arabama bindim.

***

AŞK ISIRIĞI #Wattys2016Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon