BÖLÜM 20

4.6K 231 16
                                    

İYİ OKUMALAR

********************
DEREK

Allison, Lydia, Stiles, Scott, Boyd ve Isaac. Her biri kendi silahıyla gelmişti. Sırf bizim için...

En çokta bu huylarını seviyordum. Her zaman ve her yerde benim sürüm olduklarını böyle kanıtlıyorlardı. Ve evet. Diğer sürülerin aksine benim sürüm birçok türü içinde barındırıyordu. Yani sürümde insan da vardı ölüm perisi de. Kurtadam da vardı avcı da...

"Al-Alfanız mı?" diye soran Matt'a çevirdim gözlerimi.
"Sen şimdi anlamamışsındır. Bir de şöyle dinle; AL-FA-la-rı." dedim alfa kısmını vurgulayarak. Matt'in korkusu gözlerinden okunuyordu ama Malia buradayken ona hiçbir şey yapmayacaktım. Onları arkamda bırakıp Peter'in arabasına doğru ilerledim. Tina'nın tehditleri ve çıkan kavga sesleri arasında Malia'yı arabanın koltuğuna bıraktım. Çok sessiz ve sakindi ve bu beni inanılmaz korkutuyordu.

"Ben birazdan gelirim." dedim ve geri çekildim. Bekledim herhangi bir cevap alabilmek için ama Malia sanki orada değilmişim gibi davranıyordu. Arabanın kapısını kapatıp eve yöneldim. Matt'a yaptığı her şeyin bedelini ödetecektim. Hem de fazlasıyla...

*******
"Buna benden başka kimse dokunmayacak." diyerek üstten bir bakış attım Matt'a. Önümde dizlerinin üzerine çökmüş bir halde bana bakıyordu. Her tarafı kan içinde olmasına rağmen aptal aptal sırıtarak bana bakması sabrımın sınırını zorlasa da dikkatimi Tina'ya vererek ona döndüm.

Onaylar biçimde çıkan mırıldanmaları umursamadan Tina'yı kollarından tutarak yerden kaldırdım.

"Malia'dan ne istiyorsun?" dedim öfkeli bir sesle. Attığı kahkahayı göz ardı etmeye zorladım kendimi. Çünkü bitmek bilmeyen öfkemi Matt'a saklıyordum. Gerçi yardım ettiği şeyin tecavüz olması onu öldürmem için zorluyordu...

"Aaah Derek, ben o fahişeden hayatı dışında ne isteyebilirim ki?"

Ellerim istemsizce boğazına sarıldı. Kendime engel olamıyordum. Üvezden oluşan çemberi geçerken hissettiğim güç yine beni ele geçiriyordu. Durmam gerektiğini haykıran sesler gitgide duyulmaz bir hal alırken Malia'nın "Derek ,dur!" diye bağıran sesi vardı sadece. Ellerim bu emre itaat ederek sıktığı şeyi bıraktı.

Ardından üzerimdeki güç azalırken başımı merdivenlere çevirdim. Kıpkırmızı gözleri ve titreyen bedeni ile Malia karşımda durup onu bu hale getirenleri koruyordu.

Sabaha karşı evime gelmiştik ve Malia en çok korktuğum şeyi yapıp kendini odama kilitleyerek benden kaçmıştı. Şimdi ise odadan çıkmasının sebebi bu aptalları korumaktı.

"Malia?" dedim sorarcasına. O ise bana bakmadan yerde öksürük krizine giren Tina'ya yaklaşıp yerden kalkmasına yardım etti. Hepimiz ona şaşkınlık dolu gözlerle bakarken O Tina'ya " Git buradan." dedi. Tina eline geçen fırsatı değerlendirip gözden kaybolurken Malia bu seferde Matt'a döndü.

Ama ona bakamıyordu. Gözleri yerdeyken ona da gitmesini söyledi. Ben ne yaptığını anlamaya çalışırken Peter "Saçmalama Malia. Öylece gitmesine izin mi vereceksin?" dedi.

"Siz karışmayın." dedi ve güçsüz kollarıyla Matt'i çekiştirdi. Matt'in gözlerinde gördüğüm pişmanlık asıl darbeyi Malia'nın vurduğunu gösteriyordu.

Matt'in hareket etmemesi üzerine Malia Matt'i itip "Sana git dedim!" diye bağırdı. Matt'in birkaç adım gerilemesinin ardından yine hiçbirimize bakmadan eve yöneldi. Malia'nın peşinden gitmeden önce Matt'a döndüm. İnsan olduğu için tüm gücümü kullanamamıştım ama buna rağmen bayağı hırpalamıştım. Morluklar ve kan içinde kalan suratını görmek azıcıkta olsa içimi rahatlatıyordu. Aslında onu öldürmek benim için daha iyi olurdu ama Malia'nın benden nefret etmesini istemiyorum.

AŞK ISIRIĞI #Wattys2016Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora