Bölüm 48

2.7K 144 18
                                    

İYİ OKUMALAR  😊😊😊😊

"Pazar gecesi geri dönsek?" dedim beklentiyle Derek'in gözlerine bakarak. Onunla başbaşa zaman geçirmek istiyordum.

"Peter'in mesajlarını okusan hiç dönmek istemezsin kasabaya." diyerek yanıma uzandı. Şu an eski odamdaki yatakta uzanmıştım çünkü kocaman olan karnım beni çok yormuştu.

Telefonuna tedirgin gözlerle bakan Derek'in haline kahkaha attım. Aslında istese Peter'i rahatlıkla alt ederdi fakat onun babam olması dolayısıyla ona karşı geldiği söylenemezdi.

"Senin açından komik olan konu benim açımdan hayatî önem taşıyor." dediğinde ise kahkaha atmaktan artık gözyaşlarımı durduramaz hale gelmiştim. Yüzümde kocaman bir tebessüm ile ona döndüğümde aniden dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Ben donup kalırken bu kez o bu halime kahkaha attı. O muhteşem kahkahasını dinlerken onu izledim. Kahkaha atarken gözlerinin kısılmasını...

"Tanrım ne kadar komik?" dedim mızmızlanarak. Pekala! Komikti ama az komikti. Yatakta doğrulup gözlerimin içine baktı parıldayan gözleriyle.

"Yüz ifadeni görmek ister misin güzelim?" dediğinde gevşekçe sırıtıp elimi göğsüne yerleştirip onu geriye ittim. Yüz ifadesi değişirken bacaklarının üzerine oturup ellerimi karın kaslarının üzerinde gezdirmeye başladım.

"Malia?" diye fısıldadı sorarcasına. Fakat ona cevap vermek yerine yüzüne yaklaşıp alt dudağımı dişlerimin arasına aldım. Yalnız bu cesaret nereden geldi bilmiyorum. Bildiğim tek şey içimdeki intikam duygusu ortadan kaybolunca utanç her yanımı saracaktı.

"Güzelim yapma!" dedi uyarı dolu sesiyle. Ben onu dinlemeden dudaklarının kenarına bir öpücük kondurup geri çekildim. Yeşil yerini koyu bir karanlığa bırakırken kasılan vücudu da zevkle gülümsememi sağlamıştı. Benden hala etkileniyor oluşunu görmek gururumu okşamıştı.

Üzerine eğilip bu kez dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdim fakat hareket etmedim. Öylece durdum dudaklarında. Nefesi sıklaşırken elimi göğsünün üzerine koydum ve parmaklarımla küçük daireler çizmeye başladım. Geri çekildiğimde alnında atan damarı gördüm. Kendine hakim olmaya çalıştığı ortadaydı. Bir elim yüzünde dolaşırken diğeriyle komidinin üzerindeki aynayı aldım. Dudaklarımı boynuna sürterken durmam gerektiğini söyledi. Geri çekilip yüzünün aldığı ifadeye baktım ve elimdeki aynayı Derek'in kendi yüzünü görebileceģi şekilde ayarladım.

"Yüz ifadeni görmek isteyeceğini düşündüm." dedim göz kırparak. Ardından aynayı yerine koyup odadan çıktım. Arkamda homurdanarak banyoya koşturan bir Derek bırakarak...

******

Sıcak ve uzun bir duşun ardından koltukta oturmuş hamileliğin verdiği bıkkınlıkla oflayıp duruyordum. Derek ise elinden düşürmediği telefon ile bir girip bir çıkıyordu salona. Birkaç kez ne olduğunu sormuştum ama önemli birşey olmadığını söyleyip geçiştirmişti. Bende üzerine gitmemiş ve bunalıma girmişçesine aldığımız çikolatalara dadanmıştım.

Derek tedirgin bir halde gelip koltuğa bıraktı kendini. Küçük bir parça çikolatayı ağzıma atıp onunda yemesi için ona uzattım. Başını olumsuz anlamda salladı.

"Ne!" diyerek tısladım. O irkilip anlamsız bakışlarını bana çevirirken ben kaşlarımı çatmıştım.

Bir insan ikram edilen çikolataya nasıl hayır diyebilirdi ki???

"Aç ağzını!" diye ekledim aynı ses tonuyla. Şaşkınlık dolu gözleri büyürken aslında bu halime bende şaşırmıştım. Duygu değişimini sadece saniyeler içinde yaşamıştım ve bu halim bana bile yabancıyken onun şaşırması doğaldı.

AŞK ISIRIĞI #Wattys2016Where stories live. Discover now