BÖLÜM 1: GİRİŞ

21.1K 466 98
                                    

NOT: KİTABIN TELİF HAKLARI ŞAHSIMA AİTTİR, İZİNSİZ PAYLAŞILMASI DURUMUNDA KANUNİ İŞLEM SÜRECİ BAŞLATILACAKTIR.

MERHABA DEĞERLİ OKUYUCU DOSTLARIM, ''GENELEV GÜLÜ'' BİTİMİNDE BAŞLAYACAĞIM HİKAYEME, NİHAYET GİRİŞ YAPABİLDİĞİM İÇİN MUTLUYUM, ''GENELEV GÜLÜ'' NÜN BİTMESİNE ÇOK AZ KALDI VE ASKERLİK AŞKIMI OKUMA LİSTENİZE EKLEMENİZ İÇİN, HİKAYEYİ OLUŞTURMAK İSTEDİM...

BU HİKAYEDE GERÇEK BİR AŞK VE VATAN HİKAYESİ YER ALACAK. İLK VE GİRİŞ OLAN 1. BÖLÜM SİZLERLE, BİR SÜRE YENİ BÖLÜM EKLEMEYECEĞİM, DİĞER HİKAYEM SONLANDIĞI AN DÜZENLİ ŞEKİLDE YENİ BÖLÜMLER GELECEK, BU YÜZDEN OKUMA LİSTENİZE EKLERSENİZ HABERDAR OLACAKSINIZ, GİRİŞ BÖLÜMÜ İÇİN İYİ OKUMALAR DİLERİM...

1. BÖLÜM: GİRİŞ

3. Kattaki boş koğuşta bulunan, sivil eşya dolaplarının yanındaydım. Gözlerim dolu dolu olmuş, neredeyse birşey düşünemez haldeydim. Dolabımı boşaltmış ve ilk gün getirdiğim valizin içine, istemeye istemeye yerleştirmiştim.

Koğuşun erlerin bölümüne inen, diğer kapısının dibinde valiz odamız vardı. Oraya doğru ilerledim ve içeri girdim. Kimseler yoktu ve istesem hüngür hüngür ağlayabilirdim. Kendimi tutuyor, çene kemiklerimi sıkarak neredeyse birbirine geçiriyor, ağlayamamanın verdiği baş ağrısını kaşlarımın üstünde ve alnımda hissediyordum.

Askerliğe başladığımız gün verdikleri kamuflaj çantamı ve spor eşyalarımızı teslim ettikleri, ufak lacivert gri çantamı valizlikten yere indirip çöktüm. Kamuflaj çantamda ihtiyacım olacak pek birşey yoktu. Temiz kullandığım kamuflajlarım o dönem yaz, kış için ayrı olduğundan yeni sayılabilirdi. Kamuflajları ve 2 aydır giymeye başladığım, yedek verilen botları çıkarıp İshak'ın valizine koydum. Benim iki alt devreden arkadaşımdı İshak, postalları kirlenmiş ve yıpranmıştı, giderken ona bırakacağıma söz vermiştim. O sözümü yerine getirdikten sonra, askeriyeden kalacak hatıralarım, arkadaşlarım ile değiş tokuş ettiğimiz sivil tişörtlerim, son çarpıyıda dün gece attığım şafak kartlarım ve hatıra defterimi ufak valize yerleştirip kapattım. Çantayı aldım ve giyim dolabının önünden sivil valizimi de diğer elime aldıktan sonra, koğuşun idari işler kısmına çıkan kapısına, yani komutanlar bölümüne çıkıp, ayaklarım istemesede merdivenlerden inerek birinci kata, çıkış kapısına vardım.

Bahçede nöbetçi başçavuş ellerini arkasında birleştirmiş, yüzünü yere eğerek volta atıyordu. Bahçede mıntıka temizliği olan askerler ise, rüzgarın yerlere serdiği yaprakları çalı süpürgeleri ile süpürüyordu. Araçların olduğu garajda, şoför erler araba temizliklerini yapıyordu. Şöyle bir derin derin görebildiğim herkese baktım ve içimi çektim. Ağlamamak için daha ne kadar sıkabilirdim ki kendimi?

Kalbimden bir hançer daha yemem, iç çekişimden hemen sonra olmuştu. Shorland denilen aracın sorumlusu Orhan, yani aşık olduğum adam, aracının arka kapısını açmış içeriye girdi. Hemen kendimi toparlayıp Biray başçavuşun yanına doğru indim merdivenlerden. Ayak sesimden duymuş olacak ki, bana doğru dönerek samimi bir gülümseme yolladı ve söze girdi:

- Ooo! Emre, gitme vakti geldi demek ki?

- Evet, komutanım.

Hemen elimdeki valizleri bir kenara bırakıp, yanına koştum ve elini öpmek istedim. Sevdiğim ve en değer verdiğim komutanımdı. Çok uzun zaman birarada vakit geçirmiştik ve sanki askeri hayattan istediği herşeyi almışçasına, askerlerin başına bela olmuş komutan tiplerinden olmamıştı hiç. Ancak öyle iyi bir rütbeliydi ki, gören askerin yanında cıvıtmasıda imkansızdı. Zor bela elini öperek, sarıldım ve oda bana sarıldı.

- Çok zor geliyor komutanım gitmek.

- Doğrudur oğlum, son güne dek iple çeker insan, son gün buralara bağlandığını anlar. Hadi asma yüzünü, bak ailene, sivil hayatına kavuşacaksın.

- Şey, Orhan Uzman'ım nerede? (sevdiğim Orhan dışında, 2'de Orhan uzman çavuş vardı) Onunlada vedalaşayım komutanım.

- Aa! Üstteydi o, en üst katta istihbarat odasındaydı.

- Hay Allah farketmedim komutanım. Hemen bir çıkıp geleyim.

Orhan uzman çavuş, sevilmekle sevilmemek arasında bir adamdı. İyi zamanını, kötü zamanını bilmek imkansızdır. Kesinlikle asker dövmez, bol bol ayak işi yaptırır durur. Üstlerinden laf işitmemek için, yerleri yalatabilir askerlere. Tedirgin bir tiptir. Ancak onunlada 9 ayımız geçti sonuçta ve beni severdi iş güç yaptırmaktan geri kalmasada.

Odaya çıktığımda, masanın sandalyesinde yaslanmış, içi geçmiş ve ellerini göğsüne bağlamış uyuyordu.

- Komutanım? Orhan Uzman'ım?

Birkaç seslenişimin üzerine, uyanmıştı.

- Emre! Gidiyor musun oğlum?

- Gidiyorum komutanım, sizinlede vedalaşmadan gitmek istemedim.

- İyi ettin Oğlum, gel. Hayatında hep başarılı olmanı temenni ederim Emre. Burası askeriye, biz görevimizi yaptık, belki zorlandın, belki küfrettin sövdün içinden, belki daha nicesi. Ama inanıyorum ki oğlum, sabır etmeyi öğrenerek gidiyorsun.

- Sabır etmeyi öğrenerek gidiyorum komutanım, inanın.

- Hadi bakalım o zaman yolun açık olsun. Ha! Emre, senin memleketten ev satın alıyorum, emeklilikte oraya yerleşeceğim. Görüşürüz mutlaka oğlum.

- Sahimi komutanım? Sevindim, tabiki görüşürüz. Kendinize iyi bakın.

O an içimden istemsiz şekilde ''Burada yetmedin, sivilde de peşimdesin demek.'' demekten kendimi alamamıştım. Hemen aşağıya indim ve ilk kat çıkışının hemen gerisindeki, yemekhane kapısını araladım.

- Arkadaşlar ben çıkıyorum artık.

Hep bir ağızdan kendi devrelerim başta olmak üzere:

- Ooo! Gidiyor musun kardeşim? Tamam geç sen, geliyoruz nizamiyeye.

Kapıyı kapayıp dışarıya çıkarken, yakın dost olduğum devrem Halim'in sesini duydum.

- Lan! Yürüyün Emre çıkıyor, vedalaşmaya hadi!

Neden sonra, nizamiye kapısında devrelerimin bir bölümü, alt devrelerimden bayağı bir asker arkadaşım kapıya geldiler. Orhan'da buna dahildi.

Ayrılık zamanının geldiğini işte o an anlamıştım ben. Veda edip geri dönmemek üzere gideceğimi, dostlarımı, kardeşlerimi ve en önemlisi kalbimin istemeden aktığı çocuğu bırakıp çıkacaktım karakoldan.

Gözlerim dolmuş ve dalmıştım eskiye doğru, bugün askerliğim bitiyordu, ne zaman başlamıştım ki? Çok uzun sürüyor diye isyana bağlarken devrelerimle, halbuki ne çabuk bitmişti vatani görevim?

Bu zor vedaya geçmeden önce, bu önemli vatani görevime nasıl başladığıma döneceğim yeni bölümde, umarım ilginize layık olarak, kurgular eklesem bile, en gerçekçi haliyle anlatabilirim çocukluğumdan gelen ''Vatan Aşkımı'' ve elimde olmadan gönlümün aktığı ''Askerlik Aşkımı''

ASKERLİK AŞKIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin