BEDEL 15 *HOŞGELDİN GÖNLÜME*

Start from the beginning
                                    

"Ne işin var senin burda?"

Sultan hanımın sesiydi bu. Ağrıdan çatlayan başımı zoraki ona çevirip açamadığım gözlerimi kısarak ona bakıp cevap verdim.

"Şey.. Başım çok ağrıyorda ilaç arıyordum."

"Odana gir sana getirirler." Demesiyle odama girip tekrar yatağa girdim. Üzerimdeki yorgan da fayda etmemiş, hatta daha çok üşümeye başlsmıştım.

Kapının çalınmasıyla yardımcılarından biri elinde ilaçla içeri girdi. Zorla yerimden doğrulmuştum. Üzerimdeki yorganı görünce şaşırmıştı. İlacı elime verirken elini alnıma dokundurdu.

"Aman hanımım sen yanıyorsun. Hemen Gülsüm hanıma haber vereyim."

Ne kadar çağırma desem de odadan telaşla çıkarken beni duymamıştı bile. İlacımı içip tekrar yorgana sarıldığımda Gülsüm hanım girdi içeri. Yanıma gelip ateşime bakınca paniklemiş bir hamlede üzerimdeki yorganı çekip beni yerimden kaldırmıştı. Banyoya doğru sürüklerken Hatice abladan doktoru aramasını istemişti.

Dizlerim beni taşıyamıyor, titreye titreye zor yürüyordum. Üzerimdeki pijamaları çıkartmış beni ılık suyun altına koymuştu. Çıkarken üzerimdekileri değiştirmiş ince askılı bir gecelik giydirmişti. Vücudumu anneme dahi gösteremeyecek kadar utangaçken, şimdi beni soymasına itiraz edemeyecek kadar halsizdim.
Yatağa girerken hala titriyordum.

***

Arada sesler duyuyor fakat gözümü açamıyordum. Bir ara gözümü açtığımda koluma takılı serum ve başımda bekleyen bir kadın gördüm. Tekrar gözüm kapanmıştı.

Rüyamda Ömer'i gördüm. Yanıma gelip saçımı okşamış, ateşime bakmıştı. Sonra alnıma bir öpücük kondurup gitmişti. Fakat gözümü açtığımda yoktu yanımda. Tabi olmaz o şimdi horul horul uyuyordu kesin. Sultan hanım bile yanıma gelmişti. Seslerini duyuyordum. Doktora durumumu sormuş, doktor ise havale geçirmek üzere olduğumu fakat şimdi biraz daha iyi olduğumu söylemişti.

Gözümü açtığımda sabah ezanı okunuyordu. Üşümem geçmiş hatta terlemeye başlamıştım. Başımı çevirdiğimde Gülsüm hanımı gördüm. Yatağın yanına oturmuş, başı yatağın üzerine düşmüş uyuyakalmıştı.
Banyoya gitmek için doğrulduğumda Gülsüm hanım uyanmıştı.

"Birşey mi istiyorsun yavrum." Diye sorduğunda namaz kılacağımı söyledim. Hangi şartta olursa olsun namazıma çok dikkat eder kaçırmamaya özen gösterirdim. Üzerimdeki ince askılı geceliği farkedince utanmıştım. Gülsüm hanımın yardımıyla yerimden kalkmıştım. Abdestimi alıp oturarak namaz kılmıştım. Üzerimdeki geceliği çıkarıp kollu bir gecelik giyerek yatağıma girdiğimde kapı açıldı. İçeri giren doktordu. Yanıma gelip dereceyi yerleştirmişti.

"Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" Diye sormuştu. Baş ağrım biraz hafiflemiş fakat çok halsizdim.

"Hastalığı ağır geçirdiniz fakat bünyeniz sağlammış." Demişti elindeki dereceye bakarken.

Evet bünyem sağlamdı, kolay kolay hastalanmazdım ama bir yandan üzüntü diğer taraftan yolculuk, yorgunluk. Hepsi birleşince vücudum kaldıramamıştı. Ateşim biraz düşmüş. Bir iğne yapıp çıkmıştı. Gülsüm hanıma ısrar etsem de yalnız bırakamamıştı beni.

Titreyen telefon sesiyle başımı çevirdiğimde Gülsüm hanım telefonunu açmış konuşuyordu.

"Buyur oğlum.. Biraz daha iyi.. He ateşi düştü.. Olur gelebilirsin."

Nee! Ömer buraya mı gelecekti? Tabiki izin veremezdim. Elimi hayır olmaz anlamında ısrarla sallamıştım.

"Yok yok gelme oğlum uyuyacak şimdi dinlensin biraz.. Tamam hadi sende uyu artık."

BEDELWhere stories live. Discover now