BÖLÜM 61

5.1K 559 9
                                    


Bakışlarımı etrafta kısa bir süre gezdirmem, onu bulmam için yeterli oldu. Ultor herkesten uzakta, sera bölümünün cam duvarlarının önünde ayakta durmuş ve dışarıyı seyrediyordu. Yaklaştığımı fark edince aniden kafasını çevirdi. Hemen elimle sus işareti yaparak sessiz olmasını istedim. Başını sallayarak isteğimi onayladığını belirtti. Özel bir konuşma yapmak istediğimi hemen anlamıştı, eliyle kibarca dışarıya çıkan yolu gösterdi. Konuşacağım konu gerçekten çok önemliydi ve kesinlikle diğerlerinin duymaması gerekiyordu.

Ultor, gözlerini hiç ayırmadan bana bakıyor ve anlattıklarımı dikkatle dinliyordu. Konuşmamı bitirdiğimde bir süre sessizlik oldu, gözlerinde duyguya dair en ufak bir iz yoktu.

"Bu benim açımdan kabul edilebilir bir teklif." dedi. "Eğer istediğin gerçekten buysa, bana uyar."

"Fakat ne olursa olsun bu aramızda kalacak." diye uyardım Ultor'u. "Ne kardeşlerim, ne Forneus, ne de arkadaşlarım bu gizli anlaşmamızı bilmemeli."

"Merak etme, kimse bilmeyecek. Yalnız sen de şunu bil ki,bu anlaşmadan dönüş yok, tamam mı?"

Başımla onaylayarak sorusunu cevapladım ve elimi uzattım.O da elimi sıkarak buna karşılık verdi. Arkamı dönerek içeriye doğru yöneldim. Bir an önce Forneus'un yanına gidip ona sarılarak, kısa bir süreliğine de olsa uyumak istiyordum. Ultor'la yaptığımız anlaşma, beni son derece huzurlu kılmıştı. Ancak yine de kafamı meşgul eden bir soru daha vardı. Geriye döndüm ve Ultor'un gözlerinin içine bakarak:

"Bize yardım etmenin gerçek nedeni nedir Ultor?" dedim şüpheci bir ifadeyle. "Forneus'u Zamoran'a götürmenin başka bir yolunu bulabilirdin."

"Cevap çok basit aslında, Forneus'u koruyabilmem için onun karşısında değil, yanında olmam gerekiyor. Çünkü Alexander ve diğerleri hiç ayırt etmeden, hatta daha da acımasız bir şekilde onasaldıracaklardır. Seni ve dolayısıyla Forneus'u savaştan vazgeçirmem mümkün olamayacağına göre, geriye sizinle gelmekten başka şansım kalmıyor.

Senin de tahmin ettiğin gibi, bu savaşı kazanmanız neredeyse imkansız. Bu nedenle aldığın karar, her şeyden önce çok asilce, onu söylemeliyim. Ayrıca iyi bir zeka ve güçlü bir öngörünün ürünü. Ağabeyimin seninle neden bu kadar ilgilendiğini şimdi daha iyi anlıyorum."

Ultor'un övgü dolu sözcükleri hiçbir şekilde gururumu okşamamıştı; ama yine de hafifçe tebessüm ederek karşılık verdim.Çünkü, hem sorumun cevabını almıştım, hem de Forneus'un güvende olacağını öğrenmiştim. Ayrıca kardeşlerimin ve arkadaşlarımın yaşamlarını koruma altına almak için gereken adımı atmıştım. Artık yapmam gereken son bir şey kalmıştı.

Hızlıca yürüyerek laboratuvarın girişine doğru ilerledim. Buradaki bitkiler, laboratuvardaki diğer bitkilere göre farklı bir özelliğe sahipti. Alışılmışın tersine, yaprakları kırmızı, çiçekleri yeşildi ve çok esrarengiz bir görünüşleri vardı.

Yeşil renkli çiçeklerin ortalarını aralayınca, küçük siyah tohumlar ortaya çıkıyordu. Farklı birkaç çiçek seçerek tohumlarınıaldım ve boynumdaki kalp şeklindeki kolyeyi açarak dikkatlice içine yerleştirdim. "Umarım bunları kullanmak zorunda kalmayız." dedim fısıltıyla.

Forneus'un yanına döndüğümde, birdenbire içimde garip bir huzur hissetmiştim. Sanki bir şey içimdeki küçük kelebekleri hareketlendirmişti ve ipek kanatlarını deli gibi çırpıyorlardı. Onu izlemeye koyuldum. Gözünün üzerine düşmüş bir tutam saçı usulca alıp geriye ittim. Bu işlemi onu uyandırmadan yapmayı başarabilmiştim. Neredeyse yüzlerimiz birbirine değecekti ve ben onu öpmemek için kendimle mücadele ediyordum.

Uykuya yenilmeden önce son bir kez planımı gözden geçirmeye karar verdim. Fakat bu karar, içimde az önce oluşan huzurun kaybolmasına ve hayatımdaki en kötü kabus deneyimini yaşamama neden olacaktı.                       

SAKLANANLARWhere stories live. Discover now