BÖLÜM 56

5.7K 585 20
                                    


Bu söz, laboratuvarda buz gibi bir havanın esmesine neden olmuştu.

"Tamam, bu kadar yeter!" diye bağırdı Felicity. "Sizi bilmem ama ben burada bir saniye daha kalamam. Birileri için tatlı niyetine yenmeye hiç niyetim yok."

Ultor bu sefer sadece gülümsemeyle yetinmedi ve birdenbire kahkahayı patlattı. Bir yandan da güçlükle konuşmaya çalışıyordu:

"Tatlı mı? Siz insanlar gerçekten çok eğlenceliymişsiniz."

Felicity oldukçabozulmuştu ve bu arada gerçek kişiliği de oldukça net bir şekilde ortaya çıkmaya başlamıştı:

"Benimle gelen başka kimse var mı?" diye sordu etrafına bakınarak.

Bir anda herkes şüpheyle birbirini incelemeye başlamıştı. Simon, Matthew, Charles ve Borrowski; Felicity'nin teklifini yüzlerini buruşturarak karşıladı. "Pis hain!" dedi Matthew soğuk bir ses tonuyla.

Aden'in tayfası sağlamdı. Şartlar ne olursa olsun, her zaman onun yanındaydılar. İlk zayıf halka kızlardan çıkmıştı. Acaba Felicity'den başkası olacak mıydı?

"Ben varım." dedi Jade. Sonra bana doğru dönerek: "Kusura bakma Carol." dedi alçak bir sesle ve Felicity'nin yanına doğru yaklaştı.

Arkasından Rain: "Ben de!" diyerek ona katıldı. Gözlerinden yaşlar akıyordu. "Annem ve babam deliye dönmüşlerdir." diye tamamladı.

Sonra yine kısa bir sessizlik oldu. Melanie, Kelly ve Sissy birbirlerine baktılar. Konuşmamış olsalar da, aynı fikirde oldukları belliydi. Melanie: "Sizinleyiz Carol." dedi ve ekledi:

"Sonuna kadar..."

Bu, Felicity, Jade ve Rain'in kararından sonra benim için çok büyük bir teselli kaynağı olmuştu. Ancak bir yandan da, arkadaşlarımı bilinmeyen bir kavganın içine sürüklemenin ne derece doğru bir karar olduğunu sorgulamadan edemiyordum. Tamam, bu davranışları gururumu okşamıştı; ama sonuçta bu onların savaşı değildi.Bunu bir şekilde onlara anlatmam gerekiyordu.

"Bakın arkadaşlar!" dedim yüksek sesle, ve düşündüklerimi onlarla paylaştım: "Bunu gerçekten yapmak zorunda değilsiniz, hatta Jade, Felicity ve Rain gibi bizden ayrılmanız daha doğru olur bence. Ve kararınız ne olursa olsun, bunu anlayışla karşılayacağız."

"Aynı durumda biz olsak, sen bizi yalnız bırakır mıydın?" diye sordu Melanie. Cevabımı hepsi biliyordu, o nedenle açıklamaya gerek bile duymadım. Bunun üzerine sorunun cevabını yine kendisi verdi: "O halde bu konu kapanmıştır!"

Felicity, başka takipçisi olmadığını anlayınca Jade ve Rain'e dönerek: "Gidelim kızlar." dedi. Aynı zamanda bir eliyle de Jade'inkolundan tutmuş ve çekiştiriyordu. "Sakın bize engel olmaya kalkmayın." diye ekledi tehdit eder gibi bir ses tonuyla.

"Hiçbir yere gidemezsiniz!" diye bağırdı Ultor, ve devam etti: "Bundan sonra burada benden izinsiz hiçbir şey yapılmayacak!"

Ultor'un bu çıkışından oldukça rahatsız olan Aden hemen hareketlendi. Birilerinin kendisiyle bu ses tonuyla konuşması, kavga etmesi için gerekli şartların oluştuğu anlamına geliyordu. AmaForneus ani bir hareketle onu bileğinden yakaladı.

"Bunu yapma!" dedi Aden'in gözlerine kararlılıkla bakarak, ve devam etti: "O da bunu istiyor zaten... Daha yeni dönüştünüz ve yeteneklerinizi tam olarak kullanmayı henüz bilmiyorsunuz. Bu nedenle en ufak bir şansın bile yok. İnan bana doğruyu söylüyorum."

Daha sonra kızgınlıkla Ultor'a doğru dönerek: "Seninle konuşmamız gerekiyor!" dedi ve ekledi: "Hemen!"

Forneus bana kısa bir bakış attı ve Ultor'u beklemeden kapıya doğru ilerledi. Ultor onun bu yaptığına anlam veremediğini belirten bir tavırla, alaycı bir şekilde gülümseyerek başını iki yana salladı ve Forneus'u takip ederek dışarıya çıktı.

Ultor'un gözden kaybolmasıyla birlikte içeride konuşmalar dabaşladı. Önceleri fısıltı şiddetinde olan bu konuşmalar, birkaç dakika içinde şiddetli tartışma boyutuna ulaştı. Aden'in sinirleri yatışmamıştı.

"Şu arkadaşına söyle, benim işlerime burnunu sokmasın! Bıraksaydı Hercules'ün intikamını almış olacaktım."

"Ya da Hercules'ün yanına gidecektin!" diye cevap verdim ona."Şimdilik anneme ve babama ulaşmak için onu kullanmaktan başka seçeneğimiz yok. Forneus'un onları nereye sakladıklarını bildiğini hiç zannetmiyorum."

"Evet, dışlamışlar zavallıyı." diye acıdı Ariel.

"Durun bir dakika!" diye kızgınlıkla bağırdı Felicity. "Sakın bana ona acıdığınızdan bahsetmeyin, farkında mısınız bilmiyorum ama biz onlar için sadece besin zincirindeki bir halkayız."

"Neden bu kadar agresif davranıyorsun sen?" dedi Kelly. "Pekala biraz yapıcı olabilirsin."

"Olamam!" diye bağırdı Felicity, ve bizi işaret ederek devam etti: "Şu anda evde televizyonun karşısında keyif çatıyor olacaktım, oysa şimdi düştüğümüz duruma bak. Ve bütün bunların sorumlusu onlar!"

Matthew daha fazla dayanamayarak: "Sen ne biçim arkadaşsın böyle?" diye atıldı. "Acımasızca suçluyorsun; ama bu olanların hiçbiri onların suçu değil ki..." dedi. "Ayrıca şu anda yardıma ihtiyaçları var, görmüyor musun?"

"Onların mı, bizim mi?" diye sordu Felicity. "Bakalım Ultor'un sindirim sisteminde dolaşırken de böyle hissedebilecek misin?"

"Tamam Felicity, uzatma artık!" diye gürledi Aden. "Buradan bir an önce gitmeni ben de en az senin kadar istiyorum; ama görünen o ki istemesen de bir süre daha bizimlesin. Bu süre zarfında söylenip durmasan iyi edersin; çünkü düşünüp bir plan yapmamız lazım ve sen böyle konuşup dururken bunu yapamayız."

Felicity istemeyerek de olsa susmuştu. Aden hemen konuya girdi:

"Ne diyorsun Carol, sence Forneus'a güvenebilir miyiz? Bu bana pek inandırıcı gelmiyor ama... Yani bizimle aynı tarafta oluşu... Sen ne diyorsun?"    



SAKLANANLARWhere stories live. Discover now