BÖLÜM 31

8.3K 718 20
                                    

Çok sessiz olmamız gerekiyordu çünkü arenanın dibine kadar yaklaşacaktık. Keira ve Charles durumun ne kadar kritik olduğunun farkındaydı. Bu nedenle oldukça sessiz olmaya dikkat ediyorlardı. Ancak esas mesele üzerimizdeki zırhların altın sarısı rengiydi. İlerken de bir yandan klonların bizi fark etmemeleri için dua ediyordum.    

       Aden'in tutulduğu, bizim daha önce de yaklaştığımız nokta, arenaya en yakın ve gizlenme şartları en uygun yer sayılabilirdi. Ayrıca bitki sıklığı nedeniyle de oldukça karanlıktı, yani kıyafetlerimizin fark edilme ihtimali çok düşüktü. Bu nedenle arenaya yine aynı noktadan yaklaşmayı uygun gördüm.                                                     

       Aden ağacın altında aynı pozisyonda oturmaya devam ediyordu. Lider klon, diğerlerini kontrol etmek için uzaklaşmıştı. Aden bizi fark edince çok sevindi, hele Keira'yı ve arkasında da Charles'i görünce mutluluğu daha da arttı. Bütün ekibin bir araya geldiğini anlamıştı. Keira, eline öpücük kondurup Aden'e doğru üfledi. Aden de elleri bağlı olduğu için öpücüğü yakalayamamış ve bu nedenle de kafasına çarpmış gibi yaparak tuhaf bir espri ile ona karşılık verdi.                                                

       Karşılıklı yapılan bu espri alışverişinden sonra Keira, arenayı  ve klonları incelemeye koyuldu. Her ayrıntıyı dikkatlice beynine not ediyordu. Beş dakika sonra işinin bittiğini belirten bir tavırla başını salladı ve Aden'e de gülümseyerek veda etti. Arkasından yavaş yavaş oradan uzaklaşarak tekrar ekibin beklediği noktaya geldik.    

 Matt'in giydirilme işlemi çoktan tamamlanmıştı. Keira hemen sordu.                                                

       "Matt, öğrendin mi nasıl yapıldığını?"              

   "Hem de nasıl." dedi Matt övünerek. "Simon'la birlikte birine bu zırhı giydirmemiz en fazla bir dakika sürer."           

       "Ben de bunu soracaktım, demek bir dakika öyle mi?"

       Keira, düşünceli bir şekilde arkasını dönerek yürüdü ve gruptan biraz uzaklaştı. İleride bir noktada durdu ve ellerini göğsünde kilitleyip ileri geri yürüyerek düşünmeye başladı. Bu, Keira'nın klasik düşünme şekliydi. Birkaç tur attıktan sonra geri döndü, herkesin bir araya toplanmasını işaret ettikten sonra konuşmaya başladı.

       "Bakın arkadaşlar, bu savaşı kazanabilmemiz için çok iyi organize olmamız gerekiyor. Herkesin ayrı ayrı çok önemli görevi olacak ve birimizin bile görevini başaramaması, savaşı kaybetmemize yol açabilir.            

       Aden, içimizde en iyi savaşan ve en güçlü olanımız. Bu nedenle önceliğimiz, en hızlı şekilde onu savaşa sokmak. Şöyle bir plan yaptım: Ben Charles, Matthew ve Simon'la birlikte Aden'i kurtarmak için geride kalacağım. Carol, sen Ariel ve diğerleriyle birlikte uzak bir noktadan ortaya çıkıp klonları üzerinize çekecek ve onları oyalayacaksınız. Fakat hemen savaşa girmemek için ne gerekiyorsa yapın. Özellikle lider klonu Aden'in yanından ayrılmaya ikna etmemiz gerekiyor. Siz bunu sağlayınca biz de hızlıca Aden'i kurtarıp size katılacağız."                  

 "Peki lider klon Aden'i yanından ayrılmazsa?" diye sordu Ariel.                                                        

       "Ayrılacak… Öyle bir durumda mutlaka diğerlerine destek olmak isteyecektir. Ama yine de planı sezip yerinde kalmayı tercih edecek olursa bununla ben ilgileneceğim."   

SAKLANANLARWhere stories live. Discover now