26.BÖLÜM: ''GEÇMİŞ''

En başından başla
                                    

''Kim?''

''Babam.''

''Neden açmıyorsun?''

''İstemiyorum.''

''Seni merak etmiş olmalılar. Açmalısın.''

''Sen ciddi misin?''

''Evet,'' dedi, sessizce. ''Aile önemlidir, Eftelya.''

Cevap vermeden, sağ tarafıma dönüp, yolu izlemeye başladım. Eve gitmekten korkuyordum. Olanlarla yüzleşmekten korkuyordum. Dün gece kaçtıktan sonra tekrar geri dönmek can sıkıcıydı. Ben kaçmayı seviyordum. Her şeyden. Tüm sorunlarımdan, tüm korkularımdan kaçmayı seviyordum. Yüzleşmek bana göre değildi. Buna güçsüzlük deniyor olabilirdi ama ben de kimseye güçlü olduğumu söylemiyordum. Hayatta güçlü olmak, tüm sorunlara karşı gülmek değildi. Yeri geldiğinde ağlamalıydı insan. Yeri geldiğinde pes etmeliydi. Tüm bunlara rağmen yaşamaya devam ediyorsa zaten, bu insanı güçlü kılar.

''Geldik.''

Kemerimi çözüp, arka koltuktan çantamı aldıktan sonra Arel'e döndüm.

''Teşekkür ederim.''

''Bu teşekkür etme aşamasını geçtik sanıyordum.''

''Sadece teşekkür ettim.''

''Etme.''

Derin bir nefes alıp, ''Keyfin bilir.'' dedim. Arabadan indikten sonra, sitenin girişine doğru yürümeye başladım. Kapıya yaklaşmışken içten içe gözlerimi devirip tekrar arkama döndüm. Arel hala gitmemiş, bekliyordu. Yanına gidip, arabanın camına tıklattım. Arabanın kapısını açtığında, öne eğilip, saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

''Bu arada, sen iyi misin?'' dedim, gözlerine bakarak. Yorgun gözüküyordu.

''Evet, neden?''

''Yorgun gözüküyorsun.'' dedim. Dün gece gözlerinin kızarık olduğunu ve muhtemelen ağlamış olduğunu ona söylemek istememiştim.

''Evet, yorgunum.''

''Bugün okula gelme, uyu istersen.''

''Menekşe'nin yanına gideceğim.''

Kafamı sallayıp, geriye çekildiğimde, Arel bir süre yüzüme bakıp kapıyı kapattı. Tekrar sitenin girişine yöneldim. Bu defa arkama bakmadan, eve doğru yürümeye başladım.

Evin kapısını kendi anahtarımla açıp, çantamı kapının yanına bıraktım. Annemle babamın yine koltuğa oturmuş beni bekliyor olacaklarını düşünmüştüm ama evde hiç ses yoktu.

''Anne?''

Bir süre bekleyip, ses gelmesini beklesem de cevap yoktu. Nedenini merak etmiştim ama, biraz da işime gelmişti. Odama çıkıp, üzerimdeki kıyafetlerden kurtulup, banyoya ilerledim. Uzun sürmeyen bir duştan sonra, saçlarımı kurutup, okul kıyafetlerini giydim.

Hazırlanıp, bir şey yemeden evden çıktım. Çoktan bir dersi kaçırmıştım ve babam beni tekrar aramamıştı. Sanırım gelişme gösteriyorduk.

Otobüs durağına ilerleyip, otobüsün gelmesini bekledim. Çok geçmeden geldiği için okula varmam da hızlı olmuştu. Ben geldiğimde teneffüs zili çalmış olduğundan bahçe doluydu. Giray da okul kapısının önünde sabah sigarasını içiyordu.

Benim geldiğimi görünce, sigarasını yere atıp ayağıyla ezdikten sonra, yanıma geldi.

''Sonunda gelebildin.''

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin