24.BÖLÜM: ''KAYIP''

En başından başla
                                    

''Üşümem.'' dedi, gülerek. Kafamı ''Sen bilirsin.'' dercesine salladım. Giray'ın katil bir sapık olduğuna dair kanıtlarım çoğalıyor muydu, ben mi fazla paranoyağım?

Giray sigara paketini çantasından çıkararak içinden iki tanesini aldı ve birini bana uzattı. Yine sigaranın birini alıp iki parmağımın arasına yerleştirdim. Giray tam çakmağı bana uzatmak üzereyken arkamdan bir el başka bir çakmağın ateşini sigaranın ucuna doğru tuttu. İrkilip aniden geriye döndüm.

''Arel?''

Arel koyulaşan gözlerini üzerimde gezdirdi. Gözleri normalde kahverengiydi. Hatta kehribar rengine bile yakınken şu an nasıl oluyor da siyah rengine bürünmüşlerdi?

Bir şey demeden sigarayı parmaklarımın arasından alarak kendi dudaklarının arasına yerleştirip, elinde ki çakmakla yaktı. Derin bir nefesi içine çekerek, sigarayı iki parmağının arasına alarak dudaklarından uzaklaştı. Dudaklarının arasından özgür bıraktığı dumanı yüzüme çarparken öylece yerimde durmuş onu izliyordum.

''Eve gitmiş olman gerekmiyor muydu?'' dedi, bakışlarını yere düşen sigara küllerinden ayırmadan.

Tam ağzımı açmışken Giray öne doğru bir adım attı.

''Tam da gitmek üzereydik.''

Arel kafasına kaldırıp, uzunca bir süre Girayı inceledi. Kaşları çatılırken, sigarasını tekrar dudaklarına götürdü. Daha önce sigara içtiğini görmemiştim.

''Üzereydiniz?''

Giray kafasını sallayıp elini belime koydu. Ne yapıyordu bu çocuk? Onu geçtim, ben neden hiçbir şey yapmadan öylece dikiliyordum?

''Yalnız bırakmamak için yanımda gelecekti.'' dedim, hızla. Neden kendimi bir suç işlerken yakalanmış gibi hissediyordum? Hava soğuktu ama içimde yükselen bir ateş vardı ve sanki cayır cayır yanıyordum. Neydi şimdi bu?

Arel gülerek sigarasından bir yudum daha aldı. Sigaranın külleri yerle buluşurken hala ortamdaki insanı geren sessizlik devam ediyordu. Bir anda gelen kulaklarımı işgal eden sesle kafamı Arel'in arkasından gelen tanıdık sese bakmak için sağa yatırdım.

''Sevgilim!''

Arel arkasını döndü. Yüzünde ki ifadeyi hiç bozmadan Mineye baktı. Gözlerimi devirerek, ellerimi ceplerime yerleştirdim.

''Beni almak için mi geldin?'' dedi, Mine. Kollarını çoktan Arel'in kollarını sarmıştı. Derin bir nefes alarak bu görüntüyü daha fazla izlememek adına bir adım geriye gittim.

Giraya dönüp ''Hadi gidelim.'' dedim. Giray kafasını sallayınca Arel'in yanından geçmek üzereyken, Arel kolumdan tuttu. Bu kolumdan tutmak neyin nesiydi? Sadece adımı söylese de durabilirdim.

''Ben bırakırım.'' dedi, Arel.

Kafamı kaldırıp Arel'e ardından Mineye baktım. Mine ayağını yere vurup duruyordu ve biraz sinirli gibiydi ama haklıydı. Sevgilisi vardı yanında. Eve bırakacağı kişi o olmalıydı.

''Gerek yok.'' dedim, her bir kelimenin üstüne basarak. Kolumu elinden kurtarıp, Arel'in gözlerinde ki tehditkar ifadeyi geride bırakarak Girayla yürümeye başladım. Hala sırtımda Arel'in gözlerini hissedebiliyor olmam biraz garipti. Bakışları sırtımı delip geçiyor, ve düşüncelerimi bile ele geçiriyordu sanki. Bedenimde hissettiğim titremenin sebebinin soğuktan olmasını diledim. Okuldan uzaklaşmıştık ve hala Giray bir şey sormamıştı.

''İyi misin sen?''

''Evet. Neden ki?''

''Titriyorsun.''

ÖLÜM YILDIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin