20.BÖLÜM: ''SARHOŞ''

Start from the beginning
                                    

''Biz bir kere uyarırız. Olmadı, ikinci kez. Bir daha olmadı, yapabileceğimiz bir şey olmaz. İsteyen istediği ile konuşur.''

Kendi kendime gülerek sırama oturdum. Ben oturur oturmaz Eylül Emir'in yanına oturmuştu. Gözlerimi devirip önüme bir defter çıkarıp, karalamaya başladım. Sakin ol.

Günün geri kalanında Eylül ve Emir ile konuşmamış, derslerde not tutmuştum. Okuldan çıktığımda kapıda Arel'i beklemeye başladım. Beraber Menekşe'nin yanına gidecektik. Hiç keyfim yoktu ama Menekşeyi de geri çevirmek istemiyordum.

''Beklettim mi?''

Arkamı döndüm. ''Hayır.''

''Tamam o zaman. Araba ön tarafta.'' dediğinde kafamı sallayıp bende onun yanında yürümeye başladım. Arabaya binene kadar hiçbir şey konuşmamıştık. Arabaya bindiğimizde de sessizliğimi koruyordum. Hiç konuşmak gelmiyordu içimden. Saatlerce susmak istiyordum.

Kıvancı özlemiştim. Aklıma gelmesiyle beraber gülümsedim. Ceylan Hanımla beraber seanslarımız devam ediyordu ve ara ara Kıvançla görüşüyorduk ama uzun zamandır çok fazla konuşamıyorduk. Sadece kısa sohbetler geçiyordu aramızda. Bu aralar Kıvanç, ben de dahil kimseyle çok fazla konuşmuyordu. Daha fazla içine kapanmıştı ve bu durumda en çok ben korkuyordum, onun için. Yalnız bırakmak istemiyordum ama artık babam seanslarım dışında hastaneye gitmemi istemiyordu.

''Bir şeyin mi var?''

Ellerimle oynamayı bırakıp Arel'e döndüm.

''Hayır.''

''Menekşe seni çok sevmiş.'' dedi gülerek.

''Bende onu sevdim.''

''Melike teyzeye sürekli seni anlatıyor.''

''O kim?''

''Annem ve babam yokken Menekşeye bakmam da çok yardımı dokundu.''

Kafamı sallayıp gülümsedim. Annesinin nerede olduğunu merak ediyordum ama sormak yemiyordu işte. Zaten boşboğaz biriydim. Bu defa aynı hataya düşmeyecektim.

''Beni tanıdığını söylemişti. Nereden tanıyor?'' dedim hastanede söylediğini hatırlatarak.

''Bilmem. Çocuk işte, birine benzetmiştir.''

''Kaç yaşında?''

''Altı.''

''Birine benzetmiş olabilir, haklısın.''

Geçen sefer ki geldiğimiz evin önünde durduğumuzda kemerimi çözüp arabadan indim. Eve doğru ilerlerken Menekşe çoktan verandaya geçmiş bize el sallıyordu.

Bende ona doğru el salladım. Yanında bir kadın daha vardı. Sanırım Arel'in bahsettiği kadındı bu.

Yanlarına gittiğimde karşımda duran kadına hafifçe kafamı sallayıp selam verdim.

''Merhaba.''

''Hoş geldin, kuzum. Geç otur.''

Menekşe gelip boynuma atladığında bende ona sarıldım.

''Hoş geldin, Eftelya abla.''

''Nasılsın bakalım?'' dedim gülerek. Yine Menekşe'nin o gülümsemesi biraz olsun neşemi getirmişti. Annemin işten gelmesine iki saat vardı ve o süreyi burada geçirebilirdim.

''İyiyim.''

Arel de yanımıza geldikten sonra Menekşeyi kucağına alarak sıkı sıkı sardı. Kokusunu içine çekti yine. Menekşeye her sarıldığında bunu yapıyordu.

ÖLÜM YILDIZIWhere stories live. Discover now