78

240 13 9
                                    


Provalar ve Doruk Poyraz sayesinde nefes alacak kadar bile vakit bulamadığım koca bir haftanın ardından sonunda büyük finale , İstanbula gitmek üzere grup olarak havaalanındaydık. Her şeyin en başına baktığımda yürüdüğümüz yol ve geldiğimiz nokta kesinlikle bir başarıydı. Çok çalışmış ve çok emek vermiştik. Yeni ve tecrübesiz olmamızın handikaplarıyla şu noktaya kadar güzel başa çıkmıştık. Ama büyük finali düşündüğümde şimdiye kadar karşılaşacağımız en büyük zorlukla karşı karşıya olduğumuza neredeyse emindim. Bunu düşünmek bile  bende gerginlikten kusma isteği uyandırıyordu. Yanımda oturan Asyaya göz ucuyla baktığımda öbür yanında oturan Keremin göğüsüne yaslanmış uyuduğunu gördüm. Uçağımız rötar yaptığı için yaklaşık iki saattir bekliyorduk. Mehmet Hoca İstanbuldaki yarışma şirketiyle sürekli bir telefon trafiği halindeydi. Edebiyat Öğretmenimiz Elif Hoca da bizimleydi.

Elif Gençer

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Elif Gençer

Yanında getirdiği kitabı okuyordu. Yusuf sadece oturup etrafa bakınırken Meriç dışarıdaki uçakları izlemekle meşguldü. Boraysa telefonunu kurcalıyor , muhtemelen Badeyle mesajlaşıyordu. Büyük finalin ilk altı gününde seyirciler olmayacak yalnızca aralarında ünlü isimlerin de olduğu jüri üyeleri tarafından değerlendirilip puan alacaktık. Son gün ise dışarıdan seyircilerin de katıldığı her okulun son performansını sergileyeceği final gecesi olacaktı. Hayatımın ilk büyük konseri de denebilir. Ve en güzel taraflarından biri de son gün desteklemek için bizimkilerin topluca gelecek olmasıydı. Doruk Poyrazı direkt olarak bizimle gelmemesi için zor ikna etsem de son gece burada olmasını çok istiyordum. Bunun kazanıp kazanamamızla alakası yoktu. Onun , dostlarımın burada olması olduğum en iyi halim demekti. Ama tabi o ana kadar gecirmemiz gereken altı gün vardı. Oturduğum yerden kalkıp birkaç tur atarak vakit geçirmeye çalıştım. Boranın yanında durduğumda ayağıma onun ayağını dürtüp kafasını kaldırıp bana bakmasını sağladım.

"Hey , dünyaya dön artık. Stresten kendi kendimi bitirdim burada."

Gülümseyerek ayağa kalktı , telefonu cebine atıp kolunu omzuma attı ve benimle yürümeye başladı.

"Rahatla biraz kaptan. Bak bu noktaya kadar gelmemiz bile büyük bir başarı. Egenin şampiyonuyuz resmen kızım. Ve şimdi gidip her zaman yaptığımız şeyi , elimizden gelenin en iyisini yapacağız. Sonuç ne olursa olsun."

Karşıma geçip gözlerime baktı ve güvence verircesine omuzlarımı sıktı. Gülümsedim ve ellerimle suratımı kapatarak kafamı göğüsüne yasladım.

"Sensiz bu takım stresiyle baş edemezdim , iyi ki varsın Bora ya."

Bu halime gülüp kollarını bana sardı ve dostça sırtımı sıvazladı.

"Sen de iyi ki varsın Lavin Kaptanım."

Bizim uçağımızın anonsuyla ayrıldık ve yanıp sönen tabeldaki uçağın kalkışa hazır olduğunu belirten yazıya baktık. Bora bana dönüp gülümsedi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 04, 2023 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

SOLOWhere stories live. Discover now