10

2.8K 113 0
                                    

"Demek Gökçeyi artık biliyorsun."

Aniden gelen ses ile bi anda arkamı döndüğümde kapıda bana bakan yüzünde dalgın ve  hüzünlü bir ifade , elinde de tatlı tabağıyla Nazlı Teyzeyi gördüm. Kahretsin!? Burada olmamam gerekiyordu. Merakım başıma ne işler açmıştı ve kim bilir benim hakkımda şimdi ne düşünüyordu.

"Şey Nazlı Teyze ben çok özür dilerim , yani ben Dalyanın odasını karıştırdım ve kendimi burada bulunca , yani sizin başka çocuğunuz yok sanıyodum ve merakıma yenik düştüm. Biliyorum bi bahanem yok , çok özür dilerim. Niyetim kötü değildi."

Nazlı Teyze bu tepkim üzerine yanıma gelip beni kollarının arasına aldı.

"Hayır , hayır önemli değil tatlım. Size bundan çoktan bahsetmem gerekiyordu. Asıl ben özür dilerim."

Merakım bedenimi dolup taşıracak seviyeye gelmişti.  Bu odanın sahibi , fotoğraflardaki kızın kim olduğunu çok merak ediyordum. Nazlı Teyze beni yatağa doğru yönlendirdi.

"Geç şöyle , oturalım."

Yatağın ucuna dikkatlice oturdum. Nazlı Teyze de yanıma oturdu. Bir süre sonra bana dönüp gözlerimin içine baktı. Gözleri dolu doluydu.

"Bundan 3 buçuk yıl öncesine kadar aslında 3 çocuğum vardı. Deniz Gökçe. Doruğun bir ikiz kız kardeşi vardı."

O an hissettiğim şey kalbime kor düşmüş gibiydi. Nazlı Teyzenin göz yaşları yanaklarından süzülmeye başlamıştı. Anlatmaya devam etti. Bense hala şokun etkisindeydim.

"3,5 yıl önce onu feci bi kazada kaybettik. Bir trafik kazasında."

Mavi gözlü bu güzel kız ölmüş müydü yani? Kendimi çok kötü hissediyordum. Nazlı Teyzeyi düşünemiyordum.

"Gökçe çok sakin bir kızdı , gitar çalmayı , arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi çok severdi. Doruk onun aksine fazla sosyal , dışa dönük birisiydi. Gökçe kesinlikle asosyal değildi ama Doruk kadar çılgın da değildi. Dalya ile Doruğun aksine daha çok vakit geçirir , çevresindeki herkese vakit ayırmaya çalışırdı. Doruk Gökçenin varlığını çok takmazdı. Zaten arkadaşları olduğundan kardeşlerine vakit ayırmak aklına gelmiyordu. Onların 14. Doğum gününde büyük bir  parti verdik. Bu evde. Gece 1 de Doruk arkadaşlarıyla toplanmak istemişti. Ama tabiki biz buna müsade etmedik. 14 yaş bunun için erkendi. Ama Doruk o zamanlar asla söz dinlemeyen bir çocuktu. Hepimiz yattıktan sonra Gökçe yi de kaldırmış ve sonradan kendisinin söylediğine göre Gökçe gitmek istememiş ama Doruk eğer yakalanırsa Gökçe de yanında olursa kızmayacaklarımı düşünmüş. Gökçe doğum günlerinde Doruğu daha fazla kırmak istemediği için daha fazla ısrar etmemiş ve , ve evden çıkmışlar."

Nazlı Teyze gözlerinden bir yandan yaşlar boşalırken bir yandan da bunları anlatıyordu. Ama artık benim de gözlerim dolmuştu ve onu dinlerken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.

"Doruğun en yakın arkadaşı hep Uğurdu. Uğur ve bir kaç arkadaşlarıyla daha buluşup sadece gece vakti sokaklarda dolanmak, parkta oturmak istemişler. Kötü bir şey yapmayacaklarmış. Parkın olduğu caddeden karşıya geçecekleri sırada kazadan sonra o yolu kapattılar , o yüzden bilmiyor olabilirsin ama köşeden gelen araç karşıdan karşıya geçen çocuklarımı fark etmemiş. Aslında o an arabanın tam hizasında Doruk varmış ama Gökçe son anda arabayı fark edince ani bir refleksle Doruğu öne doğru itmiş ve dengesini sağlayamadığı arabada fren yapamadığından ona çarpmış. Ve-"

Nazlı Teyzenin göz yaşları iyice artarken ben de onun gibi ağlıyordum.

"Çocuklar hemen ambulansı aramışlar , hastanede bizi tabi ama  hastaneye geldiğimizde kızımı o halde görünce , yaşamayacağını biliyordum. Ağır hasar almıştı ve başına çok kötü bir darbe. Gökçe 1 hafta dayandı. Komada kaldı. Ama yeterince güçlü olmayan 14 yaşındaki küçük bedeni buna daha fazla dayanamdı. Kızımı kaybettim."

SOLOWhere stories live. Discover now