Artık ne olacağı , kimin ne diyeceği umrumda bile değildi. Büyümek , belki de böyle bir şeydi. Aramızdaki mesafeyi kapattım. Göğüs kafesimi delip geçmekte ısrarcı olan kalbim tanıdıktı. Elimi ensesine götürüp parmak uçlarıma çıktım ve dudaklarımı on...
Gelmişti. Bugün okulun ilk günüydü. Semtin çoğu çocuğu gibi ben de Özdemir Kolejine başlayacaktım. 12. Sınıfın ilk günü. Liseden sonra ne okumak istediğime dair bir fikrim yoktu. Ama bunu düşünecek bir senem vardı. Umarım işin sonunda doğru karara varırdım. Dün akşamdan banyo yaptığım için zaten yeterine düz ve sönük olan saçlarıma çok bir işlem gerekmiyordu. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladıktan sonra odama dönüp dolabımın karşısına geçtim. En sonunda bunları giymeye karar verip daha fazla kafamı karıştırmamak için dolabımı kapattım.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Okulun ilk günü için uygundu. Eski okulumda bu sorun olmuyordu çünkü zaten bir formamız vardı. Beyaz okul çantama bilgisayarımı , grafik tabletimi kulaklığımı ve şarj aletimi koydum. Eylül defter ve ders kitabı tarzı okul gereçlerini okulun temin edip dolaplarımıza koyduğunu söylemişti. Üzerimi değiştirdikten sonra saçlarımı sprey sıkıp taradım. Makyaj olarak okula gittiğimiz için gereksiz bulsam da hafif bir pembe tonlarda allık , kirpiklerimi siyah yapmaya yardımcı olacak bir rimel ve çilekli dudak parlatıcımı sürdüm. Son olarak parfümümü de sıktıktan sonra hazırdım. Telefonumu elime alıp aşağı indim. Annemler sofrada kahvaltı yapıyordu. Hepsine günaydın dedikten sonra saate baktım. Eylül birazdan burada olurdu. Kahvaltı için vaktim yoktu. Mutfakta annemin onaylamaz bakışlarına rağmen bir dilim ekmeği ağzıma atıp kavanozdan birkaç kaşık fıstık ezmesi yedikten sonra termosuma kahve koydum. Artık hazırdım.
"Ben çıktım."
Babam kahvaltısından başını kaldırıp şaşkın gözlerle bana baktı.
"Kızım kahvaltı yapsaydın."
O sırada korna sesi duyuldu. Eylül olmalıydı. Kapıyı göstererek gülümsedim.
"Eylül geldi bile , hem yedim bir şeyler ben merak etmeyin. Hadi ben çıktım."
Kapıya doğru gidip beyaz spor ayakkabılarımı giyerken annem gülümseyerek bana bakıyordu.
"Görüşürüz tatlım , günün güzel geçsin."
Elimdeki termos izin verdiğince ayakkabılarımı giyerken onlara el salladım.
"Hoşçakalın."
Dış kapıyı açıp dışarı çıktım ve kapıyı kapattım. Güzel bir gündü. Yaz ile aynı okula gidiyo olsak da Yaz 8. Sınıf olduğundan orta okul şubesine , lise binasının yanında ama farklı bir arazisi olan öbür binaya gidecekti. Onun ilk günü olduğu için onu babam götürecekti. Eylülün yolun üstünde olmam çok güzeldi. Okula giderken beni de alıyordu. Arabasına yaslanmış beyaz büyük köşeli güneş gözlükleri , kahverengi omuzlarının hafif altında biten saçları , dağınık kahülleri , buz mavisi mom jeani ve omuzları açık siyah crop üstüyle oldukça havalı görünüyordu.
"Günaydın Lavin Hanım , Eylül Ulaşım iyi yolculuklar diler."
Kapımı açıp sonrada kapatması kahkahalarla gülmeme sebep olurken oda kendi yerine yerleşti. Bende biraz onunla uğraşmak istedim.
