Zeynep Babaannenin yalısındaki ilk günümüz sakin geçmişti. Tek sorun Aslının sürekli gönderdiği hoşnutsuz bakışlar olabilirdi. Bu konu hakkında ne yapacağımı da bilmiyordum çünkü yaptığım hiçbir şey de yoktu. Ama bugün yeni bir gündü ve görmezden gelmeye çalışırsam belki bi süre sonra bunu yapmayı bırakırdı. Ve bugün yepyeni bir gündü. Sabahları martıların , vapurların sesinden 7 de ayakta oluyordum. Bu durum düşünülenin aksine çok hoşuma gitmişti. Herkes kalkmadan iki saat kadar ders çalışabilirdim. Kalkıp yatağımı topladıktan sonra yazın her gün olduğu gibi duş alarak güne başladım ve odamdaki banyoya doğru ilerledim. Hızlı bir duşun ardından havulma sarınarak odaya geri döndüm ve yatağımın üzerinde banyodan önce hazırladığım kıyafetlerimi giyindim.Artık uzamış olup ıslakken omuzlarımın 4-5 parmak altına kadar gelen saçlarımı tarayıp kendi haline bıraktım. Birkaç test kitabı seçip kalemliğimide alarak odamdan balkona çıktım. Bu balkondaki masa olması favori ders çalışma mekanım haline gelmesi için yeterliydi. Diğerleri kalkana kadar çalışmak en azından gün içinde kafamın daha rahat olmasını sağlardı. Balkona yerleşip denizin sesleri ve burnuma gelen mis kokusu eşliğinde mükemmel bi ortamda deneme ve test çözmeye başladım.
2-2.5 saat kadar tam konsantre çalıştıktan sonra kelimeleri artık kafamın almadığının farkındaydım çünkü mola vermemiştim. Gözlerimi ovuşturup arkaya doğru gerindim. Dalya yanımdaki odada olduğundan odalarımız aynı büyük balkona çıkıyordu. Balkonunun kapısının gıcırtılı açılma sesini duyduğumda başımı o tarafa doğru çevirdim. Muhtemelen yeni uyanmıştı. Gülümsedim ve oturduğum yerden el salladım.
"Günaydın."
Gözlerini rahatsız eden güneş yüzünden kısıp elini daha rahat görebilmek için alnına koydu.
"Ders mi çalışıyosun sen?"
Başımı olumlu anlamda sallayıp oturduğum yerden kalktım.
"Evet , yeni bitirdim. Gün içinde kafam rahat olsun diye erken kalkmışken çalışıyim dedim."
Başını anladığını belirtircesine olumlu anlamda salladıktan sonra bir süre deniz manzarasına baktı. Sonra bana tekrardan dönüp baştan aşağı süzdü.
"Sen hazırlanmışsın , in aşağı istersen ben de giyinip geliyorum. Diğerleri de kalkmıştır."
Başımı olumlu anlamda sallayıp balkondan kaldığım odaya tekrardan girdim. Aynada son bir kez saçlarıma baktıktan sonra kuruduğunu ama hafif nemli olduğunu gördüm. Tarakla son bir kez tarayıp normal haline gelmesini sağladıktan sonra odamdan çıkıp yavaşça merdivenlerden inmeye başladım. Aşağıdan bazı sesler geliyordu , demek ki uyananlar vardı. Salona geldiğimde tamamen hazır bir şekilde koltukta oturup laptopa bakan Doruk Poyrazı gördüm. O benim geldiğimi fark etmeden bakışlarını bilgisayarından ayırmazken yavaş yavaş yaklaşıp yüzündedeki gözlüğünü aniden aldım ve koltukta yanına oturdum. Ne olduğunu anlamaya çalışır gibi etrafa bakarken kafasını çevirince elinde onun gözlüğüyle beni sonunda fark etti. Gülerek gözlüğü kendime taktım.
YOU ARE READING
SOLO
ChickLitArtık ne olacağı , kimin ne diyeceği umrumda bile değildi. Büyümek , belki de böyle bir şeydi. Aramızdaki mesafeyi kapattım. Göğüs kafesimi delip geçmekte ısrarcı olan kalbim tanıdıktı. Elimi ensesine götürüp parmak uçlarıma çıktım ve dudaklarımı on...