2

4.8K 162 15
                                    

Hafta sonu gelmişti bile. İzmirde günler durağan geçiyordu. Sabah erkenden kalkınca Lexi ve Anaisi yürüyüşe çıkarmaya karar verdim. Bana da iyi gelirdi. Çevreyi tanırdım. İstanbuldayken  yürüyüş yapmayı çok severdim. Üzerime siyah bir tayt ve beyaz bir tişört giydim. Lexi ve Anaisi daha kolay zaptedebilmek için ikili tasmalarını taktım. Hava bugün de oldukça güneşli ve güzeldi. Sabahın 7 si olduğundan muhtemelen herkes daha uyuyordu. Sokakta yürürken kulaklıklarımı takmış aynı zamanda da müzik dinliyordum. Karşıdan tempolu bir şekilde koşarak gelen genç adamı yanımdan geçene kadar fark etmemiştim. Önüne daha bakmamış olacak ki omzuma sert bir şekilde çarptı. Refleks olarak döndüm ve bağırdım.

"E yuhh. Önüne baksana."

Kulağındaki kablosuz kulaklığı çıkartıp bana döndü. Gözlerini gözlerime diktiğinde ne diyeceğini merakla bekliyordum. Biçimli çenesi , koyu ela yeşil karışımı gözleri dalgalı kıvırcık kahverengi saçları vardı. Vücudu için her gün saatlerini harcadığı tahmin edilebilirdi. Aşağı yukarı yaşıt olmalıydık. Bana bir cevap vermek yerine beni inceliyordu. En sonunda beklemekten sıkılarak seslendim.

"Heey."

Gözlerini gözlerime sabitledi ve alaycı bir şekilde gülümsedi.

"Kimsin sen?"

Küstah tavrı hoşum gitmemişti. Bir pardon dese şu an çoktan gitmiştim.

"Sanane."

Normalde bu kadar ters davranan birisi asla değildim ama bu çocuğun kibirli bir yapısı olduğunu sezmiştim.

"Vaay. Tersiz biraz sanki. Neyse yeni kız , belki sonra tekrar görüşürüz."

Sonra son bir kez bakıp arkasını dönüp kulaklığını takarak tempolu bir şekilde koşmaya devam etti. Bu nasıl bir tavırdı be. Sinirli sinirli arkasından baktım.

"Umarım görüşmeyiz."

***

Eve gelip annemlerle kahvaltıya oturduğumda çayımı dolduran yeni yardımcımız Aysel Teyzeye teşekkür ettim. Annem Nazlı Teyzenin de yardımlarıyla aradığı gibi birini bulabilmişti. Çok tatlı bir kadındı Aysel Teyze. Yaz hızlıca kahvaltısını bitirip masadan kalktı. Şimdiden içine girdiği arkadaş grubuyla her gün sahile gidiyordu. Yaz çıkarken annem arkasından bağırdı.

"Kızım gecikme sakın akşam yemeğe davetliyiz."

"Tamam anne. Çıktım ben."

Yaz çıktıktan sonra annem bana döndü.

"Keşke bu sefer sende gitseydin Lavin."

Gözlerimi devirerek anneme baktım.

"Anne her gün aynı konu. Ne yapıcam ben sahilde falan. Böyle iyiyim ben."

Annem ısrar etmenin faydasız olduğunu bildiği için önüne döndü ve memnuniyetsiz bir şekilde kahvaltı etmeye devam etti. Bugün babamın ortağını evine , yani Nazlı Teyzelere yemeğe davetliydik. Aslında tanımadığım bir ortama asla gitmek istemesem de annemin ısrar edeceğinden çok emindim. Kahvaltıdan sonra odama gidip yarım bıraktığım diziye devam etmeye başladım. Yatağımda titreyen telefonum beni bölene kadar baya izlemiştim. Telefonu elime aldığımda Kayranın aradığını gördüm.

"Alo , Kayra."

"Sonunda be , kızım iki saattir çaldırıyorum kapatıcaktım biraz daha açmasaydın."

Kıkırdadım.

"Dizi izliyordum. Sen ne yapıyosun. Alıştın mı yeni evine."

"Hem de nasıl. Vallaha siz iki küçük kardeş olmadan yaşamak çok daha rahat. Kendi halinde kimse karışmıyo oh vallaha."

SOLOWhere stories live. Discover now