76

1.6K 78 18
                                    


Güneş beni fazlasıyla rahatsız ederken gözlerimi daha çok sıkıp yüzümü buruşturdum. Artık kalkmam gerekiyordu. Dün gece Eylülle fazlasıyla dağıtmıştık ve bu sebepten ben koltuğun bir ucunda oda öteki ucunda sızmıştık. Doğrulmaya çalıştığımda her tarafımın tutulmuş olduğunu fark edip kendimi tekrar koltuğa bırakmak istedim. Resmen dağılmıştım. Bir de bugün okula gitme kararımız vardı. Lisenin son günlerini sınav stresi olmadan geçirmek , okulun tadını çıkartmak istiyorduk. Hem yaklaşan büyük final için artık yoğun bir çalışma sürecine giriyorduk. Mehmet Hoca bizi deli gibi çalıştıracağına ve provalara eksiksiz katılmamızı istediğine dair dün gece 23.00 civarlarında bir mesaj göndermişti. Büyük final 1 hafta sonraydı. İstanbulda bir hafta sürecek olan finalden sonra dönüşte mezuniyet vardı. Diğer 12. Sınıf öğrencileri için bu iki haftalık süreç yıllık ve mezuniyet planlamasıyla geçecekti muhtemelen. Benimse müzik+mezuniyet dertlerimin arasında bambaşka bir sorunum daha vardı. Dün gece Eylülle konuştuktan sonra bunun ona ne hissettirdiğini gayet net bir şekilde anlamıştım. Sorunlarımızın çözümünün benim Doruk Poyraza kendimi kanıtlamam olduğunun da farkındaydım. Ama henüz bunu nasıl yapacağım konusunda bir fikrim yoktu.

Eylülü uyandırdıktan sonra duşa ilk benim girmemi söyleyip mutfağa gitti. Temiz havlu her zaman için banyosundaki dolapta vardı. Banyoya gidip üzerimdekilerden kurtuldum. Kendimi suyun altına bıraktığımda sıcak bir duşun tüm yorgunluğumu alacağını umuyordum. Bununla beraber duşta çok oyalanmadım çünkü hem geç kalıyorduk , hem de Eylül de girecekti. Havluma sarınıp lavabonun başına geçip dişlerimi fırçaladım. Eylülle birbirimizde diş fırçamız vardı çünkü her seferinde bu detayı hatırlamak zorunda olmak zordu. Saçlarımı çekmecedeki fön makinesiyle kuruttuğumda bir yandan da fön tarağıyla taradığımdan kabarmamış hatta düz bile olmuştu. Banyodan çıktığımda Eylül yatağında oturmuş bir kase yulaf yiyordu. Ben çıkınca kasesini komodine bırakıp ayaklandı.

"Hadi ben giriyorum. Sana da hazırladım kahvaltı mutfakta. Hazırlan in aşağı , ben de duş alıp geliyorum. Kıyafet işini de dolabımdan halledersin."

Başımı olumlu anlamda sallayıp Eylülün dolabına yöneldiğimde o çoktan banyoya girmiş , hemen ardından da su sesi gelmeye başlamıştı. Dolabı açtığımda resmen mağaza gibi olan kıyafetlere baktım. Benimde fazlaca kıyafetim vardı ama Eylülünki bambaşka bir dünyaydı. Odasının bir dolabı boydan boya dolaptan oluşuyordu. Dolabı bir süre kurcaladıktan sonra kendime uygun güzel bir kombin yapmayı başarmıştım. Siyah yırtık bir boyfriend jeanin üzerine gri-mavi tonlarında kolsuz bir crop giymiştim.

Kıyafet işini hallettikten sonra makyaj masasının başına geçip Eylülün güzellik salonunun bir küçüğü olan makyaj koleksiyonundan kapatıcı , rimel ve açık tonlarda bir ruj seçip yüzümü hızlıca normal , dışarı çıkabilecek bir görüntüye ulaştırdım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kıyafet işini hallettikten sonra makyaj masasının başına geçip Eylülün güzellik salonunun bir küçüğü olan makyaj koleksiyonundan kapatıcı , rimel ve açık tonlarda bir ruj seçip yüzümü hızlıca normal , dışarı çıkabilecek bir görüntüye ulaştırdım. Takılarının arasından hoşuma giden bir kolyeyi de seçip taktıktan sonra son bir kez saçımı kontrol edip Eylülün odasından hazır bir şekilde ayrıldım. Aşağı kata indiğimde Eylülün köpeği de mutfakta yemek yiyordu. Başını okşadıktan sonra mutfak adasına oturup Eylülün hazırladığı yulaflı kahvaltıyı yemeye başladım. Ben bitirdikten hemen sonra Eylül beni şaşırtacak kadar hızlı bir şekilde hazırlanmış ve aşağı inmişti. Tabağımı ve dünden kalan bulaşıkları çalkalayıp bulaşık makinesine yerleştirdikten sonra kapıda bekleyen Eylüle döndüm.

SOLOWhere stories live. Discover now