Artık ne olacağı , kimin ne diyeceği umrumda bile değildi. Büyümek , belki de böyle bir şeydi. Aramızdaki mesafeyi kapattım. Göğüs kafesimi delip geçmekte ısrarcı olan kalbim tanıdıktı. Elimi ensesine götürüp parmak uçlarıma çıktım ve dudaklarımı on...
Bugün Zeynep Babaanne erkenden gidiyordu. O yüzden hepimiz erken kalkmıştık. Üzerimdeki pijamaları değiştirme gereği duymadan sabah serin olabileceğinden bir hırka giydim. Annemlerle aşağı indiğimizde Nazlı Teyzeler çoktan dışarı çıkmış Zeynep Babaannenin bavullarını yerleştiriyorlardı.
Tüm eşyalar yerleştikten sonra herkesle teker teker sarılıp vedalaşmaya başladı. Zeynep Babaanneyi İstanbula Enver Amcanın şoförü götürecekti. Nazlı Teyzelerle , Dalyayla , Dorukla , annemlerle ve Yazla vedalaştıktan sonra Zeynep Babaanne bana döndü. Her zamanki gibi içimi ısıtan gülümsemesiyle bana kollarını açtı ve ona sarıldım.
"Güzel kızım Lavin , kendine iyi bak. Dediklerimi aklından çıkarma. Kalbinin sesini dinle. İstanbula yolun düşerse bekliyorum seni."
"Sen de kendine iyi bak Zeynep Babaanneciğim. Her şey için çok teşekkür ederim."
Zeynep Babaanne arabaya bindikten sonra hepimiz arkasından el salladık. Araba köşeyi dönüp uzaklaştı. Babam kolunu benim omzuma atıp kendine çekti. Ben de başımı göğüsüne yasladım.
***
Kızlarla beraber hazırlanma planı yapmamıştık. Anılın beni almasını beklerken hazırlanmıştım. Biraz uzamış olsa da hala kısa olan saçlarımı düzleştirip fön çekmiş , ağır olmayan bir makyajın sonunda da kırmızı ruj sürmüştüm. Bu kırmızı ruj olayına iyice alışmıştım. Eylülle alışverişe çıkıp aldığımız bu beyaz elbiseyi giymiştim.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Anıl mesaj attığında evden çıktım. Beraber gidecektik. Diğerleriyle orada buluşmak için sözleşmiştik. Kapının önündeki beyaz arabasını görünce bahçe kapısından çıkıp arabaya doğru ilerledim. Kapıyı açıp yanındaki yerimi aldım. Uzanıp dudağıma bir öpücük kondurdu.
"Çok güzel görünüyorsun."
"Teşekkür ederim , sen de çok şık olmuşsun. Gidelim mi?"
"Gidelim bakalım , 25. Yıl balomuza."
Gideceğimiz mekan deniz kenarında bir salondu. Yol biraz uzun sürse de gelmiştik. Açık otoparka arabayla girip beraber arabadan indik. Hava biraz estiğinden saçlarım uçuşuyordu.
Beraber içeri girip kapıdaki görevliye biletlerimizi verdik. Salon oldukça resmi gözüküyordu. Ortalıkta öğrencilerin dışında öğretmenler ve yetişkinler de bulunuyordu. Çalan müzik bir caz parçasıydı. Salona göz gezdirdiğimde masalardan birinde elini kaldırmış bize bakan Senayı görünce o tarafa doğru ilerledik. Bizim dışımızda herkes gelmişti. Furkan üzerindeki takım elbiseden dolayı sıkıntılı görünüyordu.
"Off abi okulun balosu diyince , annem zorladı. Neyseki hepiniz benim gibi giyinmişsiniz."
