12

2.8K 102 29
                                    


"Sonra da Furkan Borayı arabadan attı. Evin yolunu gece 3 te buldu. Geldiğinde Furkanı doğduğuna pişman etti resmen."

Son söylediğine ikimiz de gülerken etrafıma bakındım. Anılın beni getirdiği bu restoran son derece lüks ve pahalı bir yerdi. Denize bakan masalardan birinde oturuyorduk ve yanımızdan geçen garsonlar maslardaki şarapları sürekli tazeliyorlardı. Böyle yerler her zaman nasıl davranmam gerektiğini bilmediğimden ve yanlış bir şey yapma korkusundan gerilmeme neden olurdu. Şu anda da böyle olsa da Anılın sohbetiyle bunu bastırmaya çalışıyordum.

"Eee , hep ben konuştum. Biraz da sen anlat. Kimdir bu Lavin? Nelerden hoşlanır? Seni tanımak istiyorum."

Gülümsedim ve kollarımı masaya koydum.

"Pekala , Lavin İstanbuldan gelmiş sıradan bir kız. Hiçbir zaman fazla sosyal biri olmadığından buradaki yeni ortama alışmaya çalışıyor."

Anıl yemeğinden bir çatal aldıktan sonra ilgilenmiş gibi gözlerini kıstı ve merakla öne doğru yaklaştı.

"Hmmm , ilginç bir kıza benziyor."

Gülümseyerek devam ettim. Anıla karşı açık olmak istiyordum.

"Fazla ilginç sayılmaz aslında. Dizi ve film izlemeyi sever. Kitap okumaya pek bayılmaz ama sevdiği birkaç kitap var , onları okumaya bayılır. Haa bir de şu hayatta yapmayı en çok sevdiği şey gitar çalmak. Elektro gitarını çoğu insandan çok sevdiğini duymuştum."

Bu son söylediğim şeye ikimiz de gülmeye başladık.

"Umarım o insanlardan biri değilimdir."

Cıklayarak başımı yukarı kaldırdım.

"Değilsin."

"Güzel. Devam et hadi. Ailenden bahset."

"Pekala , biliyosun ki buraya ailemin işi için taşındık."

"Gürellerle değil mi?"

"Hıhı. Biz üç kardeşiz. Benden 1-1,5 yaş büyük bir abim ve 14 yaşında bir kız kardeşim var. Abimin adı Kayra , kardeşimin adı Yaz. İkisi de benden daha "havalılardır"."

Ellerimle tırnak içinde olduğunu belirttim.

"Bence sen çok havalı bir kızsın."

"Sanmıyorum. Yaz çok girişkendir. Anneme benzer. Ah annem kapıda tanıştın zaten. O kontrolü elinde tutmayı sever. Evin yönetimi ondadır."

"Belliydi , dişli bir kadın."

"Hem de ne dişli. Nazlı Teyzeyle beraber dernek için çok çalışmaya başladı. Kontrol etmeyi sever."

"Ah semtin tüm kadınları o dernekte resmen. Benim annemler de öyle. Güzel işler yapıyorlar. Yoksul ailelerin çocuklarını okutmak , barındırmak için. Annen gibi bir kadının fazlasıyla yararı olur."

"Umarım olur."

Yemek boyunca sohbet etmeye devam ettik. En sonunda müzik grubu fikrimden bahsettim.

"Ben maalesef futbolda daha çok ilgiliyim. Ama bildiğim kadarıyla okulun bir müzik grubu yok. Müzik hocasının senin bu fikrinle ilgileneceğine eminim."

"Evet , Pazartesi konuşsam iyi olur."

"Kesinlikle."

Restorandan çıkmak için hesabı öderken ben bölüşmek için ısrar etsem de asla kabul etmedi. Dışarı çıktıktan sonra saate baktığımda 23.30 olduğunu gördüm.

"Sahilde biraz yürümeye ne dersin?"

Aslında güzel olabilirdi ama Eylül gitmeden ona her şeyi anlatmak istiyordum.

SOLOWhere stories live. Discover now