Bölüm1: Cennetten Kovulan Günahsız Melek

530 48 57
                                    

KKİ, Alev.

01.03.2022

12.43

~~~

Merhaba canlarım.

Ay bu girişi yapmayı o kadar özlemişim ki size anlatamam. Sonunda kavuştuk. Başlıyoruz. Çok mutluyum, çok heyecanlıyım, çok korkuyorum. Öncelikle düzenli bölüm gelmeyecek ve aslında bölüm atmayacaktım lakin o kadar çok mesaj geldi ki inanamadım. Hem buradan hem tiktoktan Kül kitabını sorup durdunuz. Hepinize çok ama çok minnettarım. Onları bu kadar sevmeniz, sahiplenmeniz ve merak etmeniz benim için paha biçilemez bir durum. Bu yüzden ne sizi çok fazla bekletmek ne de hikayeyi soğutmak istedim. Başlayalım dedim, bismillah. Bundan sonrası Allah'u Teala'ya emanet. DXOLDDOXIOD. Hadi bakalım.

Bir sonraki bölümle alakalı bir şey söyleyemiyorum çünkü elimde yazılı bölüm yok bunu yazdım ve hemen attım. Ama büyük ihtimalle ya 43K olunca atarım ya da bilmiyorum. İnanın bilmiyorum, elimden geldiğince çabuk bir şekilde düzene binip atmak istiyorum ve samimiyetime inandığınızı düşünüyorum. Sizlerle de aramızdaki bu samimiyete dayanarak kitabımızın büyümesi ve hikayemizin daha çok kişiye ulaşması için elinizden geleni yapmanızı istiyorum. Sizleri çok seviyorum ve şimdiden teşekkür ederim.

Beni buradan takip edebilirsiniz, böylelikle yeni bölümün ne zaman geleceğinden rahatlıkla haberdar olursunuz. crcbeyzaa

Bölümü okumaya geçmeden önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak sayfanıza ışık olmasını sağlarsanız çok sevinirim.

Oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın. 💚

Öpüldünüz.

~~~

Üçüncü Gün.

Kanatlarım yoktu. Yıllar öncesinde, ben daha küçücükken eklem yerlerinden kırılmışlardı. Onları kendim sardım ve sarmaladım. Biri geldi, bir yabancı ve şeytanın daimi hizmetkarlarından biriydi. Tekrar kırdı kanadımın bir kemiğini. Ağladım, kemik kaynaştı. Biri daha geldi ve bu devinim halinde sürüp duran bir döngüye dönüştü. Ben sardım onlar kırdı. Onlar kırdı ve ben ağlayarak sardım. En sonunda kemiklerim artık aynı yerden kırıla kırıla eridi ve kaybolacak kadar küçüldü. Ve benim göğüs kafesimin içindeki et yumağında bir bam teli vardı. Bam teline bastılar ve ben o ağzından kan damlayan şeytanın hizmetkarlarından birini yaraladım. Kanadımı koparmasın istedim ve elimi o gün o kan kızılına boyadım. Elimin kan kızılına boyandığı gün benim kaderimin yazılı olduğu kitap da bir ormanın en derinlerinden ilahi bir güçle saklı olduğu mağarasından çıktı. Esen sert rüzgarla sayfaları hızla çevirildi kaderimin kitabının ve tanrının kaleminin ucu kan dolu kaba battı. O kanla dolduruldu tüm sayfalar. Ben elimdeki kan akıp yok oldu sanarken o kan benim kaderimin mürekkebine karıştı. Kaderim ise o kanın laneti altındaydı ve benim bundan haberim yoktu. Haberim yoktu ve ben de umutla diğer sayfaları yaşamak için o günah tapınağından kaçtım. Bu dünyanın başka bir ucuna yol aldım, can yoldaşımla. Mucizemi arıyordum. Buldum sandım gittiğim yerde. Aile buldum sandım, mucizemi buldum sandım, huzuru buldum sandım. Sandım işte sadece. Çünkü ne ailemi ne mucizemi ne de huzuru buldum. Bir oyundu sanki, önce ağzıma bir tatlı kaşığı dolusu bal çalındı. Ağzıma çalınan balı kepçeyle verilen zehirle yuttum. Mucizemi ararken felakete tutuldum. Benim kaderim buydu. Benim kaderim kanla kaplıydı ve benim boynumda kırmızı bir ip dolanıyordu. Darağacına asılı bedenim kımıldamıyordu, parmak uçlarım iskemleye değiyordu. Benim kaderim buydu. Ben ölmezdim ve ben ölmeden sürünürdüm.

Cehennem cenneti koynuna aldığında cennetin ormanlarında dikili olan ağaçların yaprakları tutuştu. Yapraklar alev aldı, ağaçlar yandı ve cennet... Cennet kül oldu.

Kaderin Kırmızı İpiWhere stories live. Discover now