⋆Final⋆

11.1K 1.1K 354
                                    

"Cemre!"

"Bırak beni!"

Abimin tuttuğu sol kolumu kendime çekemedim. Diğer elimi onun elinin üzerine koyup ittirdim.

"Baştan söyleseydin bana! Zor geliyor deseydin, yoruluyorum deseydin, sana bakamıyorum deseydin... Abi neden arkamdan iş çevirdin!"

Duyduklarıyla gözleri açıldı. Çenesi kasılırken bir adım yaklaştı bana. Öfkeliydim, üzgündüm, kırgındım.

"Ben senin için ölmeye hazırım, sen neler diyorsun? Böyle düşündüğümü nereden çıkardın?"

Arkada, kolları bağlı bir şekilde bizi izleyen Nesrin'e kaydı bakışlarım.

"Beni zorla bir yere götüremezsiniz." dedim sadece. Bir kolunu belime sarıp kendine çekti. Dudakları başımın üzerindeydi.

"Özür dilerim, seni üzgün görmeye dayanamadım güzelim. Ben seni sırtımda taşırım, asla itiraz etmem. Ama sen her gün üz-"

"Bırak!" dedim bir kez daha. Gözümden yaşlar akıyordu. Kaan abimin yanımıza geldiğini gördüm.

"Abi, bırak."

"Karışma Kaan."

"Karışmadığımda ne yaptığını çok iyi gördüm." diyerek kolumdan tutup kendine çekti Kaan abim. "Karışacağım."

"Anlamıyorsunuz, iyi bir şey yapmaya çalışıyorum." dedi Kerem abim. Sadece kolumu hissetmediğim için beni göndermesi iyi bir şeyse, hiç yapmamasını yeğlerdim.

"Ben başka bir şehirde okuyacağım." dedim yutkunarak. "Ama tek başıma. Sizsiz, kendi ayaklarımın üzerinde durarak."

Kendimi yetersiz hissetmek değil, kendimi güçlü hissetmek için.

"Hayatta olmaz, sen nereye gidersen ben de geleceğim." dedi Çınar abim. Yanında duran Anıl, öfkeli bakışlarını annesinden çevirip bana baktı.

"Ne bu şimdi? İkiniz de saçma sapan kararlar veriyorsunuz."

"Evimize gidip konuşalım, sakin sakin." diyen Kerem abime döndüm bu sefer. Umutla bana bakan gözlerinin ışıltısı, bir cümlemde söndü.

"Seninle konuşmak istemiyorum artık."

Beni aylar öncesine götüren düşüncelerimden sıyrıldım. Gözlerim, teker teker gezindi onların üzerinde. Anıl daha bitkin duruyordu. Kerem abimin saçları çok uzamıştı. Kaan abim zayıflamış, Çınar abimse günlerdir uykusuz gibi duruyordu.

"Kalbim..." dedi Kerem abim bana doğru gelerek. "Çok özledim seni."

Belime sardığı kollarıyla eş zamanlı, gözünden bir yaş süzülmüştü. Burnunu boyun girintime yaslayarak derin bir nefes aldı.

"Nefret ediyorum kendimden. Sana, kendini fazlalık olarak hissettirdiğim için nefret ediyorum."

Defalarca öptü boynumdan. Huylandığım için istemsizce geri çekildiğimde burnundan nefes vererek gülmüştü.

"Benim yurt dışına gitmeme gerek yokmuş." dedim sırıtarak. Abim kaşlarını çatarak bana baktı. Sol kolumu yavaşça kaldırdım. Tam olarak geçmemişti, bu yüzden çok az oynatabilmiştim. "Bakın, hareket ediyor."

"İçti mi o?" diye sordu Kaan abim Batu'ya. Ben cevapladım.

"İçtim. Çünkü hastalığımdan korkmuyorum artık. Onlar çok üzülür diye düşündüğüm birileri yok."

Küre Where stories live. Discover now