33

6.9K 800 156
                                    

Şezlongtaki telefonumu alırken, sorgular bakışlarım abimin üzerindeydi. Abim kıza güldüğünde etrafta gezinen gözleri beni buldu. Boğazımı temizleyip emin adımlarla yanlarına gittim.

"Telefonumu unutmuşum da..." dedim kıza bakarak. Mor bikinisiyle, uzun siyah saçlarıyla gülmeye devam ediyordu.

"Kerem, geçmiş olsun kardeşim." dedi Arda abi. Çınar abim ve Kaan abim gülerken Kerem abim anlamamışcasına bana bakıyordu.

"Tanıdığınız mı?" diye sordu kız, işaret parmağıyla beni gösterip. Diğer eli abimin omzunda durmaya devam ediyordu.

"Kardeşim, Cemre." dedi Kerem abim ayağa kalkarak. Nihayet, kızın eli omzundan defolup gitmişti. Abime doğru yaklaştım istemsizce. Eli belimi sardığında sırıtmamak için zor durdum.

"Güzelim, Yeliz benim üniversiteden arkadaşımdı."

İyi hoş da, niye gülmeye devam ediyorsun abiciğim?

"Çok şekermişsin sen," dedi Yeliz. Elini koluma koydu. Temas bağımlısı falandı herhalde. "Memnun oldum ufaklık."

Kaan abimin sesli gülüşü kulaklarımı doldururken, kızın yaptığı hareketle iyice sinirlenmiştim. Kendimi geri çektim.

"Bu akşam beraber yemek mi yesek? Arkadaşlarımla gelmiştim, oturur sohbet ederiz."

Ne alaka?

"Sağ ol Yeliz, kardeşlerimle geldim ben de. Onlarla vakit geçireceğim."

Saçlarının ucuyla oynarken bize baktı Yeliz. Ardından tekrar abime döndü.

"Tamam işte, kalabalık oluruz. Bir saatlik yemeği çok görmezsin herhalde?"

Abimin kolundan çıkmak istediğimde izin vermeyerek daha sıkı sardı. Bir anda kıza gıcık olmuştum, garipti.

"Akşam olsun, bakarız." dedi abim. Yeliz, heyecanla saati söylerken ben abimin kolundan kurtulmak için debelenmeye devam ediyordum. Nihayet Yeliz gidince abim bana baktı.

"Güzelim, iyi misin?" dedi kaşlarını çatarak. "Bir yerin falan mı ağrıyor, kıvranıp durdun?"

"Kerem, rezaletsin." dedi Arda abi arkadan. Çınar abim de baş parmağını kaldırarak Arda abiyi onaylamıştı. Kerem abim anlamayarak konuştu.

"Ne oldu?"

"Ben Batu'yla Anıl'ı bekletmeyeyim," dedim. Kaan abimlere gülümseyerek otele yöneldim. Derin bir nefes alıp, az önce yaptığım şeyi anlamlandırmaya çalıştım.

Abimi fazla fazla kıskanmıştım. Sanki beni unutacakmış, o kızla beraber takılacakmış, kardeşlerini geri plana atacakmış...

"Abla, yavaş!"

Çarptığım bedenle, bir iki adım geriledim. Anıl bana garip garip bakarken ne ara yanlarına geldiğimi anlamamıştım bile.

"Biliyorum ben bu bakışı," dedi Batu. "Neye sinirlendin kankim sen?"

"Yok, sinirlenmedim. Beklettim mi sizi?"

"Başlamadık daha, gel hadi." diyerek ilerledi Anıl. Büyük oyun salonunu inceledim. Oldukça fazla oyunlar vardı. Elime tutuşturulan topa baktım.

"Başlatıyorum." diyerek bir tuşa bastı Batu. Anıl, arkama geçip bir noktayı gösterdi.

"Şu topları vuracağız, önden sen." dediğinde güldüm. Makineden çıkan topları süzüp, elimdeki topu avucuma iyice oturttum.

"Kankim, ringe mi çıkıyorsun? Atsana şu topu!"

-

Uzunca bir süre Batu ve Anıl ile vakit geçirmiştim. Fazla fazla gezmiş, otelde adım atılmadık yer bırakmamıştık. Daha sonra hep birlikte denize doğru gitmiştik.

Küre Where stories live. Discover now