5

16K 943 112
                                    

Yaklaşık üç saat olmuştu.

Yeni biten temizlikten sonra kendimi koltuğa öyle bir atmıştım ki, iki gün aralıksız burada kalabilirdim. Kenardaki telefonuma uzanarak elime aldım hemen. Hep yaptığım gibi dedemi bir kez daha aradım.

Meşgule attı.

"İyi, en azından hiç görmemiş gibi yapmıyorsun..." diye mırıldandım kendi kendime. Yanına gitmem gerekiyordu, onu kontrol etmem gerekiyordu ancak korkmuyor değildim.

Hem dedemin tepkisinden, hem de köydekilerin tepkisinden.

Kapının çalmasıyla beraber zoraki kalktım koltuktan. Başkalarına göre çok daha çabuk yorulurdum, bazen tüm gün yatsam bile yorgun hissederdim kendimi.

Kapıyı açar açmaz karşımda gördüğüm yüz Kaan abiye aitti. Elindeki poşetleri gösterdi gülümseyerek.

"Ev yemeği alıp geldik." dedi. Arkasındaki açık kapıdan da diğerleri çıkmıştı. Tebessümle geriye çekildim geçmeleri için.

"Oha, burası da güzelmiş." diyen Çınar abiye garip garip bakarken Kerem abi öksürdü hızla.

"Dinlendin mi biraz?" dedi bana doğru. Başımı sallamakla yetindim. Dinlenmek bir yana dursun, her an bayılacak gibiydim.

Mutfağa ilerleyerek masaya kurulduk. Aklım ilaçlarımdaydı. Bir süre daha içmemeye devam edersem atak geçirmem olasıydı.

"Cemre?"

"Efendim?" dedim düşüncelerimden sıyrılarak. Kaan abi endişeyle baktı yüzüme. Karşımda oturuyordu. Gözlerim artık çift görmeye başlamıştı bile. Bu da bir atak sayılırdı.

"İyi misin, rengin soldu?"

"İyiyim evet... Çok yoruldum bugün ondandır."

"Ben de yoruldum yemin ediyorum, taşınmak çok zor iş." diyerek bir parça ekmek attı ağzına Çınar abi. Onun da bir yere taşınıp taşınmadığını düşünürken Kerem abi araya girdi.

"Hadi ye biraz." dedi önümdeki yemeği gösterip. Onlara ayak uydurmak adına elime çatalı aldım. Bir yandan da Kaan abiyi dinliyordum.

"Cemre, senin için de bir sıkıntı olmazsa bu sene kaydını çalıştığım okula alalım istiyorum. Buraya da yürüme mesafesinde."

Çalıştığı okulla benim şu anki okulum hemen hemen eşit düzeydeydi bu yüzden kayıtta bir problem çıkmazdı.

"Olur, fark etmez." diyerek yanıtladım. Alışmış olduğum bir okul değildi zaten, tek tük arkadaşım vardı sadece.

Yemekler bittikten sonra, onlar kendi dairesine geçmişlerdi. Dinlenmek adına odama geçerek, kendimi yatağa bırakmıştım. En kısa sürede köye gidip ilaçlarımı almam gerekiyordu.

Ertesi gün izin günüm olduğu için rahat rahat dinlenmiştim. Artık kalkmam gerektiğinin farkına vardığımda saat biri gösteriyordu. Sabah kapımın bir kez çalındığını duymuştum ancak kalkmaya mecalim yoktu.

Hızlı bir şekilde kendime gelerek hazırlandım. Siyah eşofman takımımı giydikten sonra saçlarımı açık bırakıp çantamı aldım.

Bugün köye gitmem gerekiyordu.

Kapıyı açarak ayakkabılarımı giydim. O sırada karşımdaki kapı açılmıştı. Kaan abi pervaza yaslanarak gülümsedi.

"Günaydın." dediğinde ben de aynı şekilde karşılık verdim.

"İzin günün değil miydi?"

"Evet, işe gitmiyorum zaten köye gideceğim."

Yaslandığı yerden doğrularak kaşlarını çattı. Kapımı kapatarak anahtarımı cebime koydum. O ise konuşmaya başlamıştı çoktan.

Küre Where stories live. Discover now