30

8.1K 838 148
                                    

Aynanın karşısındaki görüntümüz, yüzümden eksik olmayan gülüşümü daha da büyüttü. Ardından aklıma gelen gerçekle gülüşüm soldu. Bu sabah, elimi fazla hareket ettirememiştim. Abimlere söylediğimde oldukça normal karşılamışlar, her şekilde yardımcı olmuşlardı bana.

Dün akşamki atağı söylediğim an, dinlenmem için fazla baskı kurmuşlardı. Kaan abim oturduğum yerden küçük hareketler bile yaptırmıştı.

Şimdi ise Kerem abim, fön çekmeyi yarım bıraktığım için devam etmeye karar vermişti. Kabloyu boynuna asmış, elindeki fırçayı oldukça güzel bir şekilde kullanıyordu.

İşi bittiğinde fön makinesini kapattı. Dümdüz olmasa da gayet iyi görünüyordu saçlarım.

"Oldu mu güzelim, geçeyim mi üstünden bir kere daha?"

"Çok güzel oldu abi, eline sağlık." dediğimde eğilip yanağımı öptü. Çınar abim içeri girerek iki elinde olan gömlekleri gösterdi.

"Abim, hangisini giyeyim ben şimdi?"

"Akşam serin olur, şunu giy bence."

Gösterdiğim siyah gömleğe bakıp bana dönerek öpücük attı. Ardından Anıl girdi içeri.

"Abla hangi saati takacağım?"

"Gri olan güzelmiş."

Anıl gittikten sonra Kaan abimin beni çağıran sesini duydum bu sefer. Kerem abimin yardımıyla ayaklandım.

"Basit basit şeyler için yordunuz kızı." diye söyleniyordu elbette.

Kaan abimin odasına ilerledim. Ceketinin kollarını düzeltirken oflayıp bana döndü.

"Bebeğim ben beden eğitimi öğretmeniyim, gerek var mıydı sence takım elbiseye?"

"Takım elbise sayılmaz ki abi." diyerek yanına gittim. Tişörtünün üzerine şık bir ceket giymişti. Abim elini belime sararken konuşmaya devam ettim.

"Çok yakışıklı olmuşsun, güven bana."

"Öyle mi dersin?" diyerek tek kaşını kaldırdı. Uzun boyu nedeniyle parmaklarımın üzerinde yükselerek öptüm yanağından.

"Huzurum," dedi o da hemen alnımdan öperek. "Bugün senin günün, yüzünü astığını görmeyeceğim tamam mı?"

Parmaklarını dudaklarımın iki yanına koyup yukarı doğru kıvırdı. Yavaşça başımı salladım.

"Ben de elbisemi giyeyim o zaman."

"Yardım edeyim mi?" dedi tereddütle. Sol elimin parmaklarını hafifçe hareket ettirdim havaya kaldırarak.

"O kadar da fena değilim."

Gözlerini yumup onayladı beni. Odama geçip kapıyı kapattım. Dolabımdan elbiseyi çıkarttığımda, yaklaşık on dakika sürmüştü giyinmem.

El çantamın içine telefonumu ve cüzdanımı sıkıştırıp kapıyı açtım. Abimlerin sesleri salondan geldiği için oraya yöneldim. Hepsi ayakta durmuş, telaş içinde üstlerini düzeltiyorlardı.

"Abla..." dedi Anıl beni görür görmez. Hepsi bana döndüğünde iki elimi hafifçe yana açtım.

"Biz," dedi Çınar abim gözlerini kısarak. "Başka bir elbise almamış mıydık? Hani uzun, güzel bir elbise..."

Ardından parmaklarıyla göbeğimi işaret etti. Oradan da omuzlarıma doğru yükseltti parmağını.

"Üst taraf böyle değildi sanki ya."

"Bebeğim üşümeyecek misin sen bunda?" dedi Kaan abim de. Kerem abim araya girdi.

"Abim, diğer elbiseye ne oldu?"

Küre Où les histoires vivent. Découvrez maintenant