20

10K 839 192
                                    

Karşımda, etrafa gergin bakışlar atan ailemi izledim. Anlattığım her şeyi dikkatle dinlemişler, bana çaktırmadan gözleriyle anlaşmışlardı resmen.

"Bence bu adam sana aşık falan değil." dedi yanımda oturan Anıl. "Gururuna yedirememiş, hepsi bu."

"Öyle zaten." dedim ben de. Safa sadece köye rezil olduğunu düşünüyordu. O gün, abimlerin gelip onları yaka paça evden kovduğu gün başlamıştı bu tavrı.

"Davayı takip ediyorum, yüksek ihtimalle para cezası alacaklar." dedi Kerem abim. "Sen de karışma daha fazla Cemre. Onun babasıyla falan görüşmen mantıklı mı?"

Bir şey söyleyemedim. Düşündüğüm tek çözüm yolu buydu. Polise gitsem bile elimde olmayan kanıtlar onun lehineydi.

"İş bize düştü yani." dedi Kaan abim. Çınar abim hemen onayladı.

"Aynen öyle."

"Ne işi? Ne yapacaksınız?" dememle Kerem abim ayaklandı.

"Sen bunları düşünme. Bize güveniyor musun?"

Yavaşça başımı salladım. Yüzüne yerleştirdiği gülümseme sonrası yanıma oturdu.

"O zaman bu konuyu kapatıyoruz."

-

"Tatlı ve tuzlu yemesin yazıyor."

"Başka seçenek mi kaldı, ne yiyecek bu kız?"

Anıl'a yanıt veren Çınar abim, oldukça telaşlı gözüküyordu. Başımı yasladığım koltuktan kaldırıp onlara baktım. Halsizliğimi fark ettikleri için küçük bir atak geçirdiğimi söylemiştim ama fazla büyütmüşlerdi.

"Bunlar çok normal şeyler," dedim yorgunca. "Aldığım ilaçlar bunun önünü kesmiyor, sadece sıklığını azaltıyor. Daha hafif geçmesini sağlıyor."

Hepsi ilgiyle beni dinliyordu. Bu açıklamayı yapmazsam ölecekmişim gibi davranmaya devam edeceklerdi.

"Ama burada kortizon falan yazıyor." dedi Anıl. Elindeki telefona dikkatle bakıyordu.

"Eğer gerçekten kötü olursam, hastanede bir haftalık bir süreç kadar kortizon veriyorlar. Bu da ciddi bir şey değil."

"Tamam güzelim." dedi Kerem abim. Saçlarımı eline alıp toplarken konuşmaya devam etti. "Sen kendini yorma daha fazla."

Kerem abimin ısrarıyla, üstümü değiştirdikten sonra onların yanına gelmiştim. Buraya taşınmamı söylüyordu, kiraladığım evin kontratlı olması dışında bir problem yoktu.

"Yine ayak işini bana yaptırdınız." diyerek salona girdi Kaan abim. Yaptığı kahveleri tek tek herkese verdikten sonra bana da bitki çayını uzatıp yanıma oturmuştu.

"Marketteki her çeşidinden aldım," dedi elimdeki kupayı göstererek. "Bu da apaçili."

"Neyli?" dedim gülmeme engel olamayarak. Çok bitki çayı tükettiğim için kokusundan ne olduğunu anlamıştım aslında.

Çınar abim kahkaha atarken Kaan abim kaşlarını çatmıştı.

"Saçma sapan bir şeydi işte." dedi kaşları hala çatılıyken. Anıl ve Kerem abim de güldüğü için somurtmuştu. Bu haline gülümseyerek yanağından öptüm.

"Açai." dedim çayın adını düzelterek. Kocaman sırıtıp diğerlerine alayla bakmıştı. O da aynı şekilde yanağımdan öptü.

"Resmen hep beraberiz şu an, farkında mısınız?" dedi Çınar abim. Anıl'ın yanında, karşı koltukta oturuyordu. Ben de Kerem abim ve Kaan abimin arasındaydım.

Küre Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin