18

9.5K 846 211
                                    

"Cemre beynim almıyor artık, kalk ne olur ya!"

"Tamam Batu, tamam." diyerek kalemi kitabın arasına koyup kapattım. Öğle arasının bitmesine az kalmıştı, biz de boş durmamak için soru çözüyorduk.

Batu'nun sızlanmaları eşliğinde.

"Ne yapacağız peki şimdi?" diye sorduğumda dudak büktü. Gözlerimi etrafta gezdirdim o sırada. İstediğim kişiyi görememiştim.

"Bahçeye çıkalım diyeceğim, radar Kaan seni bu havada çıkarttım diye tepeme biner."

Gülümseyerek ona çevirdim bakışlarımı. Kaan abimin gözü sürekli üzerimdeydi. Teneffüslerde beni gördüğü zaman elime para sıkıştırdığı bile oluyordu.

"Batu, salona gelsene maç yapacağız." dedi masamıza gelen bir çocuk. Batu itiraz eder gibi olunca araya girdim. Ben yanındayım diye gitmemezlik yapsın istememiştim.

"Ben de Anıl'a bakayım, sınıfta görüşürüz."

"Tamam, dikkat et." dedi ayağa kalkarak. Ardından arkadaşına döndü. Ben de kitabımı alarak kantinin çıkışına yöneldim.

Öğle aralarında Anıl, Eren ile beraber kantinde yemek yerdi ama bu sefer onu görememiştim. Eren başka arkadaşlarıyla gelmişti, Anıl yoktu.

Beraber dışarı çıktığımız günün üzerinden birkaç gün geçmişti, konusu hiç açılmamıştı. Anıl ilk tanıştığımızdaki gibi okulda beni görmemezlikten gelmeye devam ediyordu.

Onun sınıfına gelince başımı içeri uzattım. Kimse yok diye geri dönecekken gördüğüm şeyle duraksadım.

Sıraya başını koymuş, üzerine de mont örtmüş biri vardı. Anıl olup olmadığını anlamak için boğazımı temizleyip varlığımı belli etmeye çalıştım.

Kafasını kaldırdığı gibi, bayık bakışlar atan kişinin Anıl olduğunu fark ettim. Yanına giderek önündeki sıraya oturup ona doğru çevirdim kendimi.

"Neden kantine inmedin?" dediğimde montunu almış, sıranın altına sıkıştırmıştı.

"Beni takip ediyorsun belli ki."

"Evet, ablan olarak aç kalmanı istemiyorum."

Söylediğim şeyle gözlerini kaçırdı. Elimdeki kitabı masaya bırakarak konuşmasını bekledim sakince.

"Bana acıdığın için mi yakın durmaya çalışıyorsun?"

"Ne?" dedim şaşkınca. Böyle bir düşüncesi olduğunu hiç düşünmemiştim.

"Onlar sana bazı şeyler anlattı, sen de bana acıyorsun."

"Ben sana en başından beri yakın davranıyorum. Senin durumunu ise daha yeni öğrendim. Acıdığım falan da yok Anıl."

Geriye yaslanıp gözlerini pencereye dikti. Ona sormak istediğim bir çok şey vardı. Neden on üç yaşındayken her akşam alkol aldığını, şu an devam edip etmediğini, anne babasına neden körü körüne bağlı olduğunu, abilerine neden bu kadar öfkeli olduğunu...

Hiçbirini şimdi soramazdım. Benden uzaklaşmasını istemiyordum.

"Burada bekle, hemen geliyorum tamam mı?" dedim ayaklanırken. Hiçbir tepki vermezken hızlıca kantine ilerledim.

Küre Donde viven las historias. Descúbrelo ahora