16

9.5K 817 79
                                    

Belimdeki ağrıyla gözlerimi araladığımda, çoktan sabah olmuş olduğunu gördüm. Bakışlarımı kucağıma indirdim. Kerem abim elimi sıkıca tutmuş, dudağının yanına yerleştirmişti. Çınar abim bizden tamamen bağımsız olarak raflara yaslanmıştı. Ben de Kaan abimin omzunda yatıyordum.

Oldukça yavaş hareketlerle kalkmaya çalıştım. Çantamı Kerem abimin başının altına sabitlediğimde biraz kıpırdandı ancak uyanmamıştı. Nihayet kalkabildiğimde etrafıma bakınarak kapının yanına doğru ilerledim.

Saatin kaç olduğunu bile bilmiyorduk.

Gözlerimi ovuşturduğum sırada, kapıdan gelen seslerle heyecanla o tarafa döndüm. Genç yaşlarda iki adam marketin kapısını açıp içeri girdiğinde, mutluluktan otuz iki diş sırıtan beni gördüler.

"Hırsız girmiş!" dedi içlerinden biri büyük bir gürültüyle. Kapının yanından aldığı fırçayı bana doğru tutunca telaşla ellerimi kaldırdım.

"Kal orada, sakın kıpırdama! Nasıl girdin?"

"Yanlış anladınız, ben hırsız değilim." dedim hemen. Devam etmeme izin vermedi.

"Sinan yakala şu kızı."

"Abi silahı vardır onun, ben elleyemem sen yakala."

"Elleri havada duruyor yakala işte!"

"Ya bir dakika!" diye araya girdim. "Hırsız değilim diyorum, durursanız açıklayacağım."

Onlara doğru bir adım attığım sırada, adam elindeki fırçayı korkuyla bana uzattı.

"Ne oluyor lan!"

"Cemre?"

Arkamı dönerek bize doğru gelen abilerime baktım. Gözleri benim üzerimde gezindikten sonra adamlara döndüler.

"Çete misiniz siz bir de!" dedi fırçayı daha da yukarı kaldırarak. O sırada Kerem abim beni geriye çekmişti. Dudaklarını başıma bastırdıktan sonra onlara döndü.

"Ne çetesi ya? Kilitli kaldık biz." diyen Çınar abimin alnından öpmek istedim. İki saattir tek söylemem gereken şey buydu aslında.

"Durun orada, boşuna çenenizi yormayın," dedi diğer adam. Hafifçe kasaya doğru ilerledi. "Buradan çıkışınız yok."

Bir düğmeye basmasıyla etrafta büyük bir gürültü yankılandı. İrkildiğim sırada Kerem abim tek kolunu bana sarmıştı.

"Laftan anlamaz bunlar," dedi esneyerek. "Güvenlik gelsin öyle anlatırız bari derdimizi."

"Hay sizin marketinize..." diye mırıldandı Kaan abim de. Kalçasını kasaya yaslarak kollarını birbirine doladı.

"Sen iyi misin güzelim?"

Başımı Kerem abime doğru çevirdim. Gözleri şakağımdaki bandajdaydı.

"İyiyim, ağrımıyor artık."

Tebessüm ederek Kaan abime döndü. Bir şeyler demişti ancak benim gözlerim fırçasına sıkı sıkı sarılmış adamdaydı.

"Getirdim." dedi Kaan abim elindeki sepeti kasaya bırakarak. İçinde yediklerimizin paketleri vardı.

"Şunları geçirin de ödeyelim." demesiyle kasadaki adam şaşkın şaşkın baktı sepete.

"Aldıklarını ödeyen hırsız mı olur?" dediğinde öfkeyle konuştum. Öten alarmdan dolayı ses tonumuz hayli yüksekti.

"Belki de hırsız değilizdir, bu ihtimali düşündünüz mü?"

"Kızım bağırma alacağım şimdi ayağımın altına seni!"

Küre On viuen les histories. Descobreix ara