Kırk yedi

56.9K 3.9K 1.8K
                                    

Medya: Aral Barutçu

Beethoven - Moonlight Sonata.

🍒

Afallamıştı.

Muhtemelen benden daha farklı bir tepki bekliyordu.

Kaşlarını çattı yavaşça "Ne demek bu?"

Sakince oturduğum sandalyeden ayağa kalktım "Şu demek, dahil olduğun bu şakayı hiçbir türlü kabul edemem, Asal. Bu yapmayı planladığınız şey benim kaldırabileceğimden bile çok çok fazla." Dedim bakışlarımı kaçırarak.

Kendime itiraf etmek bile benim için zorken birilerine karşı dile getirmek iki kat zordu. Kabul etmeliydim ki ben Berat'ın beni kaçırmasını hiçbir zaman atlatamamıştım. Bunu sadece içimde bastırmıştım. Hayatım boyunca boşluğa düştüğüm diğer konularda olduğu gibi kendimi baskılamış ve olmamış gibi davranıştım.

Ama bugün bunu tekrardan yaşamak o korkuyu derinden hissetmeme sebep olmuştu. Bir nokta da içimde fazla savunmamız ve dehşet içinde kalmıştım.

Ve bunu yapmayı düşünmeleri bile sinirlerimi gerin gerim geriyordu. Özellikle Deniz'in de dahil olması ise... bilemiyordum. Ondan beklemezdim işte.

Yanağımın içini ısırarak bakışlarımı tekrar ona çevirdim "Dediğim gibi en başından beri samimi iyi iki arkadaş hiçbir zaman olmamıştık zaten. Bundan sonra da hiçbir şey yaşanmamış gibi sıradan iki sıra arkadaşı olarak devam edelim. Birbirimiz görmezden gelelim."

Mavi gözlerinde bir duygu kırılımı oldu. Bu suratına da yansımıştı. Kaşları derince çatılmıştı ve belki de birkaç saniye sürse de o endişeyi görmüştüm "Cezam bu mu?"

Ceza verdiğimi düşünüyor bir de, bir çarpıcam suratına görecek gününü. Ya sabır.

"Ceza falan yok Asal. " Dedim düz sesimle. Arkasında buraya yaklaşan abisi Ateş'le göz göze geldiğimiz de birkaç adım geriledim.

Sinirle burun kemerini sıktı "Asal diyip durma! Birbimizi görmezden gel-"

"Ben de diyorum doğum günü kızı nerede? Bizim sevimsiz, kızı esir almaz." Ateş abi Asal'ı itekleyerek bana doğru yaklaştı. Kollarını belime dolayarak sarıldı "Doğum günün kutlu olsun güzellik, nice mutlu yaşlara."

(Hikayede aynı isimden iki karakter olduğu için kafanız karışmasın. Bu Ateş, Deniz'in abisi olan. Doktor ve Aral'ın yakın arkadaşı. Sanırım 39. bölümde hikayeye dahil olmuştu.)

Gülümseyerek ben de ona sarıldım "Teşekkür ederim Ateşciğim." Deniz çatık kaşlarıyla bizi bakıyordu. Ona nispeten gülümsememi daha da büyüttüm.

Az abine çekseydin şu an hiç bu durumda olmazdık mankafa.

"Abi demeyi unuttun herhalde." Dedi dik dik bakarak.

Ne oldu Deniz sen bir kıskandın sanki?

Gülmemek için yanaklarımın içini ısırdım. "Yoo, Ateşçiğim ona böyle seslenmemi seviyor. Değil mi?" Geri çekilerek Ateş abiye baktım. İmayla sırıttı ve tek koluyla belime sarılmaya devam etti "Aramızda bu tür hitapların hiçbir önemi yok, biliyorsun."

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin