Kırk bir

64.4K 4.3K 1.9K
                                    

Medya: Kayra Barutçu

🍒

Korka korka parmağımı yavaşça karşımda ki şeyin yanağına götürerek dokundum. Hissettiğim yumuşaklıkla çığlık atarak parmağımı geri çekip yanımdaki Efe'nin koluna yapıştım. "Bu gerçek bir bebek!" Dedim dehşetle.

"Lan bu bebeğin bizim evin önünde ne işi var?" Diye sordu Adal.

Efe gülerek ona baktı "Yürüşe çıkmış abi, hazır bizim evin önünden geçerken durup bir selam vermek istemiş." Dedi alayla.

"Komik değil!"

"Komik değil!"

Adal kafasına şaplağı geçirirken ben de koluna çimdik atmıştım. Gözlerini devirerek homurdandı.

Nuriye Teyze masanın ortasında ki pusete doğru yaklaşmaya başladığında gözlerimi büyüterek "Dur!" Diye çığlık attım. Korkuyla yerinde zıpladı "Ay yüreğime iniyordu kızım, niye bağırıyorsun?"

"Ya her şey bir oyunsa ve Lale hanımefendi anneanne bu şeye bomba bağlayıp beni öldürmek için evimize yolladıysa? Yok edelim hemen onu!" Dedim hızlı hızlı.

Sonuçta Lale hanım'ın bana olan nefreti bariz ortaydı.

Adal ve Efe dediğim şeye gülerken Nuriye teyze de katılmıştı. "Kızım olur mu öyle şey."

Niye olmasın bal gibi de olurdu. O kenafir gözlü, botokslu, fosilleşmiş kadından her şeyi beklerdim bir kere ben.

Nuriye teyze, beni dinlemeyerek pusetin içinde ki Chucky'nin yan çarı cibilliyetsiz, bacaksız embriyoyu yavaşça kucağına aldı. Embriyo, yüzüne oranla kafam kadar olan korkunç mavi gözlerini açmış ilgiyle etrafı inceliyordu.

"Kayra, pusetin içine bak bakalım mektup, not falan var mı kızım?" Dedi Nuriş. Dediğini yaparak pusetin içindeki battaniyeyi kurcalamış, yetmemiş elime alarak kaldırıp silkelemiş, pusti havaya kaldırarak ters çevirmiş ama ne not ne de mektup bulmuştum.

Sadece ufak bir çanta vardı. Onun içinde ise bir paket bez, emzik, biberon falan vardı. Ulan bebek bildiğiniz tasını tarağını toplayıp bize taşınmaya karar vermiş.

Aklıma gelen şeyle dehşetle Adal'a döndüm. "Bana bak, bu senin çocuğun olmasın?!" Diye sordum.

Yüzünü buruşturdu "Ne çocuğu Kayra?!" Omuzlarımı silktim "Eğer bu evden birinin çocuğu değilse burada ne işi var? İtiraf edin hanginiz peydahladı bu çocuğu?" Diyerek bir Efe'ye bir ona baktım.

Efe ellerini iki yana açtı "15 yaşındayım abla." Gözlerimi kıstım "Yine de bu senden şüphelenmeyeceğim anlamına gelmiyor canım kardeşim." Sonuçta o bir ergendi.

"Ne oluyor burda? Bebek mi o?" Demir'in sesiyle kafamı kaldırdım. Merdivenlerden iniyordu.

Göz göze geldiğimizde gözlerinde pişmanlığı görmüştüm. Dağılmış duruyordu. Maviş gözleri kıpkırmızı, gözlerinin altı ise morarmıştı. Tabii söyle söyle sonra pişman ol.

Gülümsedim "Gel Demirciğim gel. Bak kim gelmiş..." diyerek elimle Nuriş'in kucağında ki bebeği gösterdim. Anlamsızca bebeğe sonra ise baka baktı. Sırıttım "Bebeğin!"

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin