Otuz

94.6K 5.6K 4.2K
                                    

Medya: Poyraz Barutçu

🍒

"Abi acabası ben bunu eve götürebilir miyim?" Dedim elimde ki neştere sanki dünyanın en olağandışı şeyiymiş gibi bakarak.

Ama ben bu neşterle ne vahşetler yaratırım be. Aşırı havalı bir şey lan bu. Parmağımın ucuyla  dokunsam bütün vücudumu deşecek gibi duruyor.

Abim kafasını parmağımdaki alçıdan kaldırdı "Bırak şunu, Kayra. Elini keseceksin. Oyuncak mu o yavrum?" diyerek aceleyle neşteri elimden çekti. Neşteri masanın üzerinde benden en uzak yere koydu.

Gözlerini devirdim "Hiçte bile niye kesecekmişim? Hem gayette oyuncak gibiler. Benim küçükken vardı bunlardan. Alışığım ben oynamaya rahat ol sen." Diyerek bu sefer makasa benzer şeyi elime aldım.

Küçükken çağrı abimi hasta yapıp kıçına az mı iğneler yaptım. Hey gidi o günler.

"Sendekiler daha çok plastikten olabilir mi sanki?" Dedi gülerek. Gözlerimi kısarak ona baktım "Bana bak maviş, hava mı atıyorsun sen bana? Doktor olayım da gör sen gününü, bu hastanedeki tahtını elinden alacağım senin." Dedim elimde ki şeyi sallayarak.

Aynen Tıp'da bana arka plandan ağır arabesk imkansızım şarkısıyla orta parmak çekiyordu.

Bir kere ben 6 yıl içinde ölürdüm lan.

"Ol güzelim ol, senin doktor olmandan ya da Tıp okumandan en çok ben mutlu olurum. Ve bunu da alıyorum. Uçları keskin bunların, sana zarar verebilir." Diyerek elimde ki makasa benzer şeyi aldıp benden uzaklaştırdı.

"Alt tarafı makas be."

Güldü "Onun adı makas değil porteğü, bu da eğri pens." Dedi. Parmağımla onlara benzer diğer makası gösterdim "Ne, bu da düz pens falan mı?" Dedim alayla.

Kafasını salladı gülerek "Tam olarak evet."

Ağzım açık kaldı bir kaç saniye. Sonra gözlerimi devirerek sedye de geriye yaslandım "Sonuç olarak hepsi makas, abi. Ve sen bana bunun tersini ispatlasan da buna inanmaya devam edeceğim. Lütfen duygularımla oynama." Dedim ciddiyetle.

Gülümseyerek kafasını eğip saçlarım arasına bir öpücük kondurdu "Neye istiyorsan ona inan güzelliğim ama sakın parmaklarını oynatma tamam mı? Alçını çıkartacağım."

Dudaklarım büzerek kafamı salladım.

Okuldan çıktıktan sonra Poyraz'la geçirdiğimiz +18 korku, kan ve vahşet dolu yolcuğumuzdan sonra hızlıca hastaneye gelmiştik. Tamam daha çok benim bilinçaltımda böyle gerçekleşmiş olabilirdi fakat yol boyunca araba da çıt bile çıkmazken yandan yandan sürekli bana bakmıştı ve bu bile benim dehşet bilinçaltımı kana bulamaya yeterdi.

Sonuçta o korkutucu ve henüz emin olmasamda azılı bir seri katil veyahut organ mafyası da olabilirdi.

Delici bakışları vardı ve çok sessizdi.

Bilinçaltımı bir kenara bırakırsak cidden Poyraz'ı anlayamıyordum. Her şeyi bir kenara bırakıyordum. Bana söyledikleri, bu zamana kadar yaşadığımız her şeyi... tek merak ettiğim şey neden böyleydi?

Gülmüyordu bile. Sadece arada bir hafifçe gülümsediğini görüyordum. Sorun benim diyeceğim, sorun bende değildim. Ailesinin yanına bile inmiyordu. Ev içinde de sürekli çalıyordu ya da odasındaydı. Babamla bile iş dışında çoğu zaman hiç muhabbet etmiyordu.

Duygusuz, ruhsuz işkolik bir psikopat gibiydi.

Belki de kendi tercihidir.

Ya da değildir.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin