On yedi

137K 6.5K 8.4K
                                    

Medya: Christian Perri - Human (Siz istediğiniz şarkıyı dinleyebilirsiniz zaten şarkıya değinmedim)

🍒

POYRAZ'IN BAKIŞ AÇISINDAN:

"Ne yaptık biz?"

Sağ tarafımda oturan Adal'ın fısıltısı kulağıma dolduğunda ellerimi yumruk yaparak gözlerimi ondan bir an olsun ayırmadım.

Sahnedeki piyanonun koltuğuna oturdu. Kafasını kaldırarak bakışlarını etrafta gezdirdi.

Ağlamaktan kıpkırmızı olmuş kahverengi gözleri gözlerimde durduğunda boğazıma bir yumrunun çöktüğünü hissettim. Ağlatmıştık onu, yine ağlamıştı bizim yüzümüzden. Her güldüğünde gözlerine yansıyan o içinde ki çocuksu ruh yok olmuştu sanki.

Bu kadar mı kırdık seni?

Öyle öfkeli ve kırgın bakıyordu ki gözlerime içimde ki kendime olan nefretim daha da artıyordu.

Dudakları yukarı doğru kıvrılmıştı. Yüzünde oluşan gülümseme her zaman ki gibi kocaman ve o çocuksu gülümsemelerinden uzaktı. Alaylı ve öfkeliydi.

Pişman olmaya cüret bile etmeyin demişti. Şimdiyse tam karşısında ben Poyraz Barutçu bütün pişmanlığımla ona bakıyordum.

Farkındaydı o da.

Gözlerime son bir kez bakıp önüne döndü. Bakışı belki bir ya da iki saniye sürmüştü ama bir asır kadar uzun ve ağır gelmişti yükü.

Parmaklarını piyanonun tuşuna yerleştirdi. Yavaşça gözlerini kapandığında tüm salonda onun parmakları altında çıkan notalar duyulmuştu. Karşısında ki mikrofona yaklaşarak şarkının sözlerine giriş yaptığında seslice yutkundum.

O kadar güzeldi ki sesi, o kadar huzurluydu ki insanın hiç nefes almadan onu dinleyesi geliyordu. Koskoca salonda tek bir ses dahi yoktu. Herkes onu izliyordu, onu dinliyordu. Parmakları piyanonun üzerinde dans ediyordu sanki.

Tek kelimeyle parlıyordu.

Her zaman parlıyordu aslında. Kayra tuhaftı. Değişikti, eğlenceliydi, çocuksuydu ama diğer yandan da her şeyin idrakında zeki ve güçlü bir kızdı. Çevreye yaydığı farklı bir aurası vardı. O güldükçe insanın gülesi geliyordu. Girdiği ortama o samimiyetini hemen hissettirebiliyordu.

Beline kadar uzayan kahverengi saçları, yine saçlarına eşlik eden açık kahve gözlere sahipti. Bembeyaz bir teni ve küçük bir burnu vardı. Fiziksel olarak annem ve benim karışımım gibiydi. 

Ve bu nedense hoşuma gidiyordu.

Farklıydı. İremden tamamen farklıydı. Aslında bakarsak o kızda olmasını istediğim bütün özelliklerin tamamına sahipti, Kayra. Ve beni tereddüte düşüren kısımda bu olmuştu işte.

Kötü değildi. Hele ki İrem gibi birini ölüme sürükleyecek kadar cani hiç değildi... Bunca yıl irem yüzünden ailem dağılmışken, yıllar sonra ortaya çıkan gerçek kardeşimizin tam da istediğimiz bir kız kardeş olması insanı şüpheye düşürüyordu.

Rol yaptığını düşündüm. İnanmadım. Düşmanlarımızın evimize soktuğu bir ajan olduğunu bile düşünmüştüm.

Hakkında her şeyi araştırdım. Geçirdiği hastalıkları, hastane de yattığı zamanları, bu zamana kadar çalıştığı yerlerden, yaptığı haylazlıklardan dolayı düştüğü karakollara kadar çocukluğundan bu zamana kadar onun hakkında ki bütün raporlara, belgelere ulaştım.

𝗔𝗯𝗶𝗹𝗲𝗿𝗶𝗺 𝗺𝗶?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin